Bu sitedeki yazılar, Ankara üzerine akademik çalışmalarımdan oluşmaktadır. Yazılar bilimsel şehircilik, koruma ilkeleri ve gözlemlerimin sentezi ile oluşturulmuştur. Hiçbir politik amacı bulunmamaktadır. Tamamen Başkent Ankara'nın daha çağdaş, daha yaşanabilir bir şehir olması hedefine adanmıştır.
4 Aralık 2009 Cuma
ULUS YİNE, YENİ, YENİDEN “AYAĞA KALKACAK !”
Ulus Arazi Kullanım (1986 / Ulus Yarışması için hazırlanmıştır)
Son 20 yıldır hemen her seçim döneminden sonra, ve öncesinde, Ulus ile ilgili, sayısını hatırlayamadığım kadar çok gazete, magazin haberi okudum, kestim, biriktirdim.. “Ulus Ayağa Kalkacak”, “Tarih Canlanıyor”, “Kale’deki Eski Ankara Evleri Onarılıyor”, “Ulus’un Çehresi Değişiyor”, “Samanpazarı Meydanı Yerinde Yeller Esecek”, “Başkente Yeni Eğlence Merkezi (Kale)” vb......
Doğal olarak 1980’lerin başında, henüz yeni mezun bir plancı olarak Ankara Belediyesi’nde çalışırken, haberleri daha heyecanlı okur, Kaleiçi, Hacıbayram, Suluhan ve Ulus için yaptığımız çalışmaların basındaki yansımalarını heyecanla takip ederdik..Bunlardan bazılarına görüş verdiğimiz halde, yazılan yalan yanlış haberlere de kızar, üzülürdük..
Bakın 26 Kasım 1986 tarihli Milliyet gazetesinin haberinde neler deniyor:
“ULUS’UN ÇEHRESİ DEĞİŞİYOR”;
“Ankara Belediye’sinin Ulus ve çevresi ile ilgili olarak açtığı proje yarışması sonuçlandı. Atatürk’ün Yenişehir semti için açtırdığı yarışmadan sonra, Ankara ilk kez dev bir proje uygulamasına sahne olacak. Yarışma sonucu kent plancılarının “kentin geleceği ile ilgili senaryosu hazırlandı” diye yorumladıkları projenin ilk kazması 1987 haziran ayında Hacıbayram camii çevresinde atılacak...” Yaklaşık 125 hektar bir alan üzerinde çağdaş bir kent merkezi oluşturmak için kolları sıvayan Ankara Belediyesi, şu anki Ulus görüntüsünün yanında “Bir masal şehri” havasına girecek (!!!), Ulus ve çevresinde proje uygulaması için bazı yapıları yıkacak. Bu arada tarihi yapılar yeniden restore edilerek korunacak..”
Bu dönemde, aylarca uğraşıp, Ulus ve Kaleiçi için proje yarışmaları düzenleyip, jüriler toparladık ve katılan projeler arasından en iyisi seçilerek uygulama için adımlar atıldı.. Ulus Tarihi Kent Merkezi içinde, 100 hektarlık bir alanda “Koruma-Geliştirme-Sağlıklaştırma Amaçlı Plan” hazırlandı..Daha önceki parçacı plan ve projeler bir araya getirildi.. Parçacı yaklaşım yerine bütüncül bir plan yaklaşımı ortaya konuldu...ODTÜ Proje Ekibi tarafından hazırlanan bu plan kapsamında, öncelikle Hacıbayram Camii Meydan Düzenleme Projesi uygulandı.... Bu süreci, Kültür Bakanlığı’nın yayınladığı “Tarihsel Çevre Koruma Politikaları: Ankara” kitabımdan okuyabilirsiniz..Ancak, daha sonra sanırım parçacı yaklaşımlarla, bazı projeler elde edilmeye ve uygulanmaya çalışıldı.. Özellikle Çıkrıkçılar yangınından sonra..
Aradan geçen 20 yıla yakın süre sonra gelinen noktaya bakın; bu defa Büyükşehir Ankara Gazetesi manşeti; “ULUS’TA DEV PROJE İÇİN İLK ADIM” ;
“Ulus’u Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi çekim merkezine dönüştürecek, ayağa kaldıracak Tarihi Kent Merkezi Projesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde onaylanarak kabul edildi. Alınan kararda, Ulus Atatürk heykeli etrafındaki 100. Yıl çarşısı, Ulus Şehir Çarşısı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Anafartalar Çarşısı yıkılarak Atatürk Anıtı’yla bütünleşecek bir kent meydanı oluşturulacak..”
Rüyamda görsem inanamazdım, bu haberi gözlerim yerlerinden fırlayarak bir kez daha okudum... Herhalde bir yanlışlık var diye düşündüm. Düşünsenize bir kısmı tarihsel, kültürel değeri olan, korunması gerekli yapılar, koskoca Anafartalar Çarşısı ile birlikte yıkılacak.. Ve bir “Kent Meydanı” oluşturulacak’ mış.. Vay canına, dememek için kendimi alamadım, yani Belediyemizin 20 yılda geldiği nokta muhteşem sayılırdı!!.
Düşünün Ulus Anıtı için, meydandan Hal’e kadar büyük bir meydan oluşturulacaktı.. hem de bu meydan eğimli bir arazide, binlerce dükkan, koskoca çarşılar feda ederek yapılacaktı. Bunu neden yirmi yıl önce düşünemedik (!!) diye üzüldüm.
Doğal olarak çağ atlayan ülkemizde, AB üyesi olma yolunda ilerleyen ülkemizde, bu atılıma layık “dev” projeler geliştirmek gerekti. Haberin devamını okuyunca şaşkınlığım daha da arttı..
“..alınan diğer bir kararla da, Anafartalar caddesi üzerindeki Büyükşehir Belediyesi Binası (Taş Bina), Perakende Hali, Modern çarşısı ele alınarak, bu bölgenin de yıkılarak büyük bir otoparkla alışveriş merkezi oluşturulması kararı alındı...”
Bu karar ile yaşasın , 1930’lerden bu yana oluşmuş tüm Ulus yıkılıp, yerine kim bilir ne kadar mükemmel bir proje ile, süper bir “hiper”, “gros-mros”, vb iş merkezi oluşturulacak ve bunca yılın utancından kurtulmuş olacaktık. Ulus’da böylece, yine, yeni, yeniden “Ayağa Kalkacak” tı!!
Halin yıkılması çok iyi olacaktı, çünkü zaten bu kesimde çevre sorunları ile, otopark ve servis sorunlarına yol açmaktaydı..Ama bu yenilenmenin, karşısındaki 16. yy yapısı Sulu Han (Hasan Paşa Hanı)’nın mimarisi, ölçeği ile uyumlu olması gerekirdi...
Ayrıca, 1947 ‘de yarışma ile inşa edilen Ankara Belediye Binası’nı korumak gerekmezmiydi. Ama zaten yarışma ile 1967’de yapılan Modern Çarşı yandığına göre, diğerlerinin kendiliğinden, yanıp yıkılmasını bekleyecek zamanımız, lüksümüz de yok değil mi efendim.. Hazırlarsın bir proje, kimseye danışmadan karar alırsın, hatta kimseye sormadan da yıkıp geçer gidersin..
Böylece tüm genç, yaşlı ve orta yaşlıların anılarında kalacak Ulus’un yerine, “Çağdaş ve Modern” (!!) yeni bir Ulus oluşturursun.
Proje’de de arabesk ve de bilinen bazı motifleri de kullanarak yeni bir “Ulus” da yaratabilirsin böylece.. Sanırım İtalya’da ve Almanya’da ikinci dünya savaşı öncesinde de bu tür uygulamalar yapılmıştı, kimseye sormadan bir gecede Roma Forum’unun yarısını yıkmak, Collesseum’un etrafından otoyollar geçirmek gibi..
30 kasım 2004 Tarihli Hürriyet’in de haberi de çok ilginç :
“ULUS’A ANKARA EVİ” ;
“....Ulus’a işyerleri, alışveriş merkezleri, otopark gibi komplekslerden oluşan dev bir işhanı niteliğinde bir “Ankara Evi” inşa ettirmeyi planlıyor”..
“...işhanı öyle dev boyutta olacak ki...
Ankara Evi’nin ölçeğini biraz bilmesem, buna hiç şaşırmazdım ama bu yapı bulvardaki TÜBİTAK Binası üzerindeki (10’cu kattamıdır ne?) cumba gibi bir imaja sahip olacak..Herhalde Başkent Ankara’nın Tarihi Kent Merkezi Ulus’u yıkarak, kalbine bu yükseklikte yapıları saplayanları hiç kimse affetmez..
Bizler koruyamadık, Allah Ulus’u ve bizleri korusun demekten başka bir şey gelmiyor içimden..
Kalın sağlıcakla...
. Ankara Magazine Dergisi, “Kent ve Çevre Köşesi”, Şubat 2005, SAYI 39, s.84-85'de yayınlanmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri : Mehmet Tunçer Sunumu (18.10.2024)
"1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri" ‼️ 11 Eylül 1957 tarihinde Hatip Çayı (Bent Deresi) taşkınının yol açtığı sel, Ank...
-
Ankara’da Vakıf Mülkiyetindeki Bedesten ve Hanların Gelişimi ve Şehir Ekonomisinin Dönüşüm Süreci (15-20.YY) Bu Bildiri 5 Mayıs 2014 t...
-
H. Cengiz TÜRKSOY Şehir Yüksek Plancısı (ODTÜ) GİRİŞ: Başkent oluşundan bu yana Ankara'da yaşanan gelişme ve değişme süreci, Türkiye Cum...
-
VANDALİZMDEN ZOR KURTULAN ROMA TİYATROSU “ARKEOPARK” OLACAK (Ağustos 2020) (1. Bölüm) Prof. Dr. Mehmet Tunçer Çankaya Üniversite...
Sayın blog yöneticisi paylaşımlarınızı çok başarılı ve profesyonel buluyoruz. Ambulans uçak firması olarak paylaşımlarınızın devamını bekleriz.
YanıtlaSilSuat Akgül
YanıtlaSilBu Anıt, Türkiye'yi simgeliyor... Dört bir tarafı sağlam duvarlarla örülmüş, her köşesi 6 belirgin-ayrık taş parçasından oluşturulmuş 24 Oğuz boyunu sembolize eden toplan 24 taş sembolünden oluşan, iki tarafını bozkurt heykelinin koruduğu diğer iki yönü Mehmetçiğin kararlı duruşu ile simgeleştirildiği, hepsinin üzerinde sağlam ve emin bir duruşla Gazi Mustafa Kemal'in heybetli ve vakur duruşunun aldığı bir içerik taşımakta...
Yasin Onur
YanıtlaSil1927de Avusturyalı Heykeltraş mimar Heinrich Krippel tarafından yaptırılmıştır.çevresi zeminden yükseltilmiş yine yüksek mermer kaideli bir platforma oturtulmuştur.Mustafa Kemal atlı heykeli ve çevresinde atlı heykeller yer alır.Hepsi birden Kurtuluş Savaşını simgelemektedir.