16 Aralık 2009 Çarşamba

GENÇLİK PARKI GENÇLEŞİYOR

Kaynak : http://img91.imageshack.us/i/genclik1lc9.jpg/



“İncesu Deresi’nin taşkın alanı olan bataklık, toplam 275 bin metrekare arazi, şehrin büyük park ihtiyacını karşılamak üzere hazırlanmaya karar verilir. Kararın verildiği tarih 1936, tasarlayıcısı ise Fransız Theo Leveau’dur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Gençlik Parkı’nın inşası için 600 bin lira tahsis edilir. O yıllarda nüfusu 122 bin 270 olan ve çevresi boş araziyle çevrili, susuzluk çekilen Ankara için park öylesine önemli bir projedir ki, her türlü fedakârlık göze alınır.
İncesu mecrası temizlenecek ve üzeri kapanacaktır. Filtre istasyonundan 40 milimetrelik borularla saniyede 150 litre akacak su getirilecektir. Meydanda büyük bir havuz olacak, üzerinde bir adacık bulunan havuzda, motor ve sandallar yer alacak ve ayrıca adaya iki de köprü yapılacaktır. Parkta gül bahçesi kahve ve gazinolar, Ankara ikliminde yaşayabilecek kuşlar için bahçe, açık hava halk tiyatrosu, çocuk bahçesi, labirent, yüzme havuzu, atlılar için 2 bin 200 metre uzunluğunda gezi yolu bulunacaktır. Önceleri askıya alınan projeden sonraları tamamıyla vazgeçilir.
1939 da inşaata yeniden başlanır ve 1941 yılının Ağustos ayında deneme amaçlı parkın havuzuna su verilmeye başlanır.
19 Mayıs 1943’de Gençlik Parkı, Başbakan, Meclis Başkanı, Bakanlar Kurulu üyeleri ve milletvekillerinin katıldığı bir törenle açılır. Başkent’in artık büyük bir parkı vardır…
Gençlik Parkı kısa sürede Başkentlilerin sosyal yaşamında önemli bir yere oturur. Hafta sonu aktiviteleri, memur ailelerinin gazino ve piknik keyifleri giderek yeşeren bu büyük havuzlu parkın etrafında sürmeye başlar. Ankara hatırası fotoğrafların hemen hemen çoğunun fonunda Gençlik Parkı yer alır. “


Ankara Büyükşehir Belediyesi, Basın Yayın Md. Haziran, 2008



Çocukluğumuzun, gençliğimizin en güzel anıları arasında ailece Gençlik Parkı’na gidilip, Göl kenarında oturmak, biraz pahalı gelmekle birlikte –ne de olsa 4 çocuklu bir memur ailesi idik- bir keyif olarak semaver söylemek, annemin hazırladığı köfteler, dolmalar, börekleri yiyerek, gölde kürek çekenleri izlemek vardı….
1960’lı yılların sonlarında Ankara’lı olmaya başlayan ailemiz için kentlileşmenin en güzel yönlerinden, yerlerinden biri idi Gençlik Parkı..

Bazen kürek çekenlere biz de katılır ve kardeşlerimle sıra ile kürek çeker, hatta su bisikletine binerek yeşil mavi suyu üstümüze sıçratır azarı yerdik..Havuza girenler olurdu ama cezasız kalmazdı..En muhteşemi ise, metrelerce yukarı fışkıran suyun altında yanıp sönen ışıklarla su-ışık gösterisini izlemekti..Özellikle “Vapur Lokantası” ndan geceleri Kale’nin aydınlatılmaya başlanan manzarası muhteşemdi..

Tabii Lunaparka girmeden olmaz, halka atmak, tüfekle atış, dönme dolap hele en keyiflisi çarpışan otolar.. Araba sürmenin zevkine varmak için geneiş ringlar çizerdim piste ama gene de mutlaka ve mutlaka biri ile çarpışırdık..Tabii şehirde araç yoğunluğu ve yolların yetersizliğinden bu günkü kadar şikayet de etmezdik tabii..

Hediyeli ip çekişlerinde kazanılan ıvır zıvırlar –genellikle mandal, düdük, sepet, plastik malzeme en ucuzundan-, bol sulu dondurmalar, limonsuz limonatalar, peynirsiz tostlar, nadiren kazanılan sigaralar –içmesek de- , oyuncak bebekler, hediyeler, gürültü, avaz avaz Zeki Müren, Nuri Sesigüzel, nadiren Beatles….

Geceleri ışıl ışıl, rengarek salıncaklar, rüya alemi misali dönme dolap, çarpışanlar daha sonra daha teknolojik aletler… Atlı karıncada yukarı aşağı salınmalar, kardeşlerin peşinde koşuşturmalar.. Zühal dur, Seval ağlama, Meral sen büyüdün kardeşlerine bak! Tabii abi olmak da kolay değil sorumluluk istiyorsa da Allahtan anne baba var!

Gürültü patırtı içinde dolaşıp yorulmalar ve dondurmacı Şişman’dan dondurma yiyip –öldüğü zaman çok üzülmüştük- gölgeli çardak altında yürüyüş..Zaman zaman Göle nazı bir boş bir bank bulmanın keyfi!

Gölün – göl o zaman kocaman gelirdi bize..- kenarında oturmalar.. Hele sonbaharda Abant gibi gölün üzerine süzülen salkım söğütler..

Hemen her 4 Ankara kartpostalının birinde Gençlik Parkı yer alıyordu..(Koleksiyonuma şöyle bir baktım da diğerlerinde de sırası ile Anıtkabir, Ankara Kalesi ve Ulus Heykeli!)

Sağlık Müzesi’nin önündeki adamın içi dışına çıkmış, mekanik ve ışıklı iç organlarını merakla izlemeler.. Yanıp sönen Gazinolardaki panolarda yer alan Rus revüsü kızlar..



Ve de en güzeli adımı taşıyan “Mehmetçik Treni” !! Makiniste yakın vagonu kaparsan keyfine diyecek yok! Tünele girerken düdük öttüren koca bir tren gibi gelirdi bize belki de 1/20 ölçekli Mehmetçik Treni ! tüm gençlik parkında köprüler, yarmalar, tüneller, galeriler yer altı istasyonları ile sanki olağan üstü bir yolculuktu.. Disneyland nasıl ise şimdiki çocuklar için gençlik parkı da öyleydi bizim için..
Sanırım babamın doktora, doçentlik tez çalışmaları ve yoğunluğu, sene içinin hızlı temposu içinde nadiren gittiğimiz, ancak dönem sonu hediyesi olarak götürüldüğümüz bir hayal dünyası idi Gençlik Parkı.. Önceleri para verilip girilen bir yerdi, duvarlarla çevrili, sonra sanırım karayalçın döneminde duvarlar kalktı, çevresi açıldı, giriş ücretsiz oldu ve bir gün geldi Mehmetçik Treni’nin olduğu yerde koca bir çukur kazıldı..hakiki tren geçecek (metro) dediler..

Yıllarca sürdü kazılar ama giden Mehmetçiklerin bazılarının geri dönmemesi gibi trenimiz de geri dönmedi hiçbir zaman.. Lunapark bozuldu, geceleri ailelerin dolaşamayacağı karanlık, izbe yerler oluştu Parkın içinde.. buna çöküş deniyor merkez parklarının yaşam süreci içinde..
Önce Atatürk Kültür Merkezi içine alınınca sevindik, ama AKM alanı da 20 yılda bir arpa boyu gidemedi düzenlenemedi.. ortasına yapılan kültür amaçlı binası haricinde,Ankara’lının arada sırada fuar, servi amaçlı gittiği ama genelde ıssız terk edilmiş, “Atatürk” adına yakışmayan bir yer oldu.. neden çevre düzenlemesi yapılmadı, bilinmez..Ama, sevgili yüksel özten hocamızın güzelim peyzaj projesi yıllarca bir türlü uygulanamadı.. sevgili Özgür Ecevit abimizin yarışma ile kazandığı “Opera” gibi uygulanamadı, uygulanmadı, uygulattırılmadı belki de..



Resimler http://kentvedemiryolu.com/icerik.php?id=317’den alınmıştır

Gençlik Parkı 1940 ve 50’li yılların en gösterişli rekreasyon alanı olarak benimsenirken, Ulus’ta yer alan kentin tarihi merkezi giderek Kızılay Yenişehir’e doğru taşınmaya başlar. Değişen şehir merkezinin etkileri ilerleyen yıllarda Gençlik Parkı üzerinde de kendini gösterir. Parkın konuk ettiği kitlenin niteliği her geçen yıl biraz daha değişir ve Başkentliler büyük havuzlu, havalı parklarından uzaklaşmaya başlar. Parktaki kültürel değişim eğlence alanlarında kendini gösterir, gazinolar değişir, suç oranı yüksek bir mekân haline gelir. Artık neredeyse ailelerin korkarak yanından yöresinden geçtiği bir yerdir Gençlik Parkı.
Büyükşehir Belediyesi, son yıllarda ailelerin gitmek istemediği, insanların rahatça gezemediği Gençlik Parkı’nı yeniden düzenlemek için Milli Komite’den izin alarak çalışmalara başladı………………………..

Park’taki sosyal ve kültürel faaliyetlerin sayısının arttırılacağını, havuzun tarihi dokusuna dokunmadan temizlenerek, yeniden revize edileceğini, çevresinin ise yıkılarak yeniden düzenlenip, vatandaşların rahat bir şekilde gezip, oturup dinlenebileceği bir mekân haline getirileceğini kaydeden Başkan Gökçek, alan içerisinde gençlik merkezi, kültür merkezi, kapalı otopark, kabul salonu binaları ile kültür-sanat-eğlence aktivitelerinin yer alacağı, Ankaralıların rağbet edeceği önemli gezi ve eğlence merkezlerinin bulunacağını kaydetti. Başkan Gökçek, “Burası için yeni projeyi hazırladık. İhalesini tamamladık. Çalışmalara hızlı bir şekilde başladık” dedi. …………..

Bunların her biri kültürümüze, çağdaşlığa vurulan bir darbe idi bence ve Cumhuriyet’in ilk yıllarının heyecanı ile “Bataklıktan” “Bostan”lardan çağdaş bir kent parkı yaratan heyecan yok edilmeye yüz tutu.. Gençlik Parkı “Hergelen” meydanının karşısında adını bu meydandan alan hergelen’in, ayyaşların, kimsesizlerin, kapkaççıların, esrar-kadın pazarlayıcıların, işportacıların mekanı oldu.. Bir de evlilik yaşantısına adımını atmanın heyecanını yaşayan çiftlerin “Nikah Salonu” kaldı bakımsız ve derbeder haliyle..


Yollar çocukların, hamilelerin yürümesine elvermeyecek kadar bakımsız, havuzu boşaltılmış, ıssız , gürültülü çarpık çurpuk yapıları ile terk edilmiş, lunapark, gazino tabelaları ile, meyhaneleri ile..
Yeni bir haber geçtiğimiz ay güzelim Köprüsü de yıkıldı havuz’un üzerinde simge gibi yükselen Park’ın..

Bir haber daha, Gençlik Parkı, yeniden ele alındı, canlanıyor, yeniden “Gençleşecek” ! Altınpark’ın, Göksu parkı’nın ve daha nicelerini tasarlayıp uygulamaya koyan peyzaj mimarı, Öner Tokcan’ın projesi uygulanıyor.. Bu haber ile yeniden ümitlendim, ilk işim Gençlik Parkı açılınca kızlarımı götürmek olacak anılarımızın mekanına..Belediye’yi ve proje müellifini o zaman kutlayacağım..Umarım anı mekanlarımız korunmuştur..Hep GENÇ kalmanız dileklerimle!!

Avrupa ve Türkiye’de birçok projeye imza atan Öner Tokcan da, şimdiye kadar yapılmış en büyük kentsel park unvanını elinde bulunduran Harikalar Diyarı ile Altınpark ve Dikmen Vadisi 2. etap projelerini de kendilerinin yaptıklarını belirterek, Gençlik Parkı’nın yeniden modern bir görünüme kavuşturulması için çalışmalara başladıklarını belirtti. Tokcan, parka yönelik yapılan eleştirileri haksız bulduğunu söyledi.

Öner Tokcan, eleştirilerin daha projenin ne olduğunu bilmeden yapıldığını kaydederek, “Eleştiriye açığız. Ancak projeyi bilmeden eleştiri yapıyorlar. Benim Gençlik Parkı’na yapılacaklara ilişkin temel düşüncem, parkın fonksiyonunu ve estetiğini, son zamanlardaki bozulmalardan arındırarak iade etmek. İçindeki tesisleri, güncelleştirerek, yeniden hayat kazandırmak. Burada projeyi bilmeden eleştirmeleri beni son derece üzüyor. Parkın son yıllarda bozulmuş olan estetiğini ve güzelliğini kazandırarak vatandaşlara iade edeceğiz” dedi.



Not: Sanırım makette Köprü görünüyor yeniden yapılacak..Havuz Formu da değişmemiş görünüyor..Yıkılışına üzülenler için..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri : Mehmet Tunçer Sunumu (18.10.2024)

  "1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri" ‼️ 11 Eylül 1957 tarihinde Hatip Çayı (Bent Deresi) taşkınının yol açtığı sel, Ank...