Bu sitedeki yazılar, Ankara üzerine akademik çalışmalarımdan oluşmaktadır. Yazılar bilimsel şehircilik, koruma ilkeleri ve gözlemlerimin sentezi ile oluşturulmuştur. Hiçbir politik amacı bulunmamaktadır. Tamamen Başkent Ankara'nın daha çağdaş, daha yaşanabilir bir şehir olması hedefine adanmıştır.
6 Aralık 2009 Pazar
ASFALTINIZ HAYIRLI OLSUN!
Bu gün Ankara’nın çağdaş (!) ve planlı (!) gelişim alanlarından olan Çayyolu’nun en batısındaki yeni gelişme alanlarının içinden geçen bir yolun onda birinin asfaltlanmış olduğunu hayretle gördük. Ve bir duvara bağlanmış, neredeyse asfaltlanan yolun boyu kadar büyük bir bez afişte “ASFALTINIZ HAYIRLI OLSUN! “ yazısı..
Yani bir asfalt nasıl “hayırlı” olur, anlayamadık doğrusu.. Herhalde çukurlara düşmeyeceksiniz, artık arabanın aksını kırmayacaksınız, altını vurmayacaksınız, çamura batmayacaksınız demek isteniyor..Her ne kadar kazalar daha fazla olacaksa de bu ralli yolunda ama olsun gene de kendinize dikkat edin. Bakın belediyeniz size en büyük ve en önemli hizmetini yaptı, son 15 senedir yapılamayan yolunuzu asfaltladı.. Bunun için minnet duymalı ve belediyeye teşekkür tabelaları asmalı.. Türkkonut II’nin yolları yapıldığında da Mahalle Muhtarımız iki yıl önce aylarca tepemizde salınan “Teşekkür Ederiz” mesajı olan bez panoyu yolun üstüne asmamış mıydı??..
İŞTE PLANLI (!) VE ÇAĞDAŞ (!) ÇAYYOLU – ÖNDE YENİKENT BAHÇELİEVLER VİLLALARI-
İşte bu yol da yapıldı ve bizler belediyemizin sayesinde bu en temel kamu hizmetine yıllar sonra kavuştuk.. Tabii bu bir başlangıç, herhalde yol aşağıya ve yukarıya bağlanmalı.. Yolun ortalarında neredeyse 70-80 cm yukarıda açıkta duran rögar kapaklarına gece toslamadan gider ve sağ salim varırsanız evinize “hayırlı” olacak bu yollar size bize..
Yenikent Bahçelievler kooperatifinin güney-batısında yer alan Camcılar Sitesi (yeni adı Onur Sitesi) ve çevresinde kümelenen çok katlı blokların yanından geçen yol bu bahsettiğim.. Biraz daha güneye doğru inerseniz bloklarla sarılmakta olan küçük tek bahçe içindeki evleri görürsünüz..Tabii bu Yenikent Kooperatifi üyelerinin günahı neydi diye düşünürsünüz bir an.. 1975 den bu yana yapılaşamayan bu alanlara bir arkadaşım “ toplu konutların çevresi de gecekondularla doluyor” demişti.. Ama bunların bahçeli evler ve planlı olduğunu anlatınca şaşıp kalmıştı! Tabii esas arkadaki blokların da planlı olduğunu söyleyince şaşkınlığı bir kat daha arttı.. Acaba otoyolun kenarına ve kavşağa yakın bir tepenin üstüne bu denli yoğunluk vermenin ne gibi bir plan mantığı vardı?? Hele hele altyapıyı yapmadan blokları dikivermek neyin nesiydi acaba??
ARKADA MÜTHİŞ BİR YOĞUNLAŞMA / SPEKÜLASYON – ÖNDE YENİKENT VİLLALARI-
Bu alanlar ki, 1990’ların başından beri bilirim, en öncü ve en uzak kooperatif alanları idi.. Mütevazi bahçeli ev yaşantısının öncüleri, yıllarca mücadele ettiler eksik altyapıları tamamlamak için.. Ve bir gün, bir iki yıl içinde binlerce çok katlı konut ile.. Müthiş bir spekülasyon yapıldı ve bahçeli evleri alanları pişman edilircesine sarıldı çevreleri..
Mesela 10-12 katlı “çöl” görünümlü bir ortamda “Su Kent” blokları! Gene bozkırda -ben buraya gelince bu günlerde “bizim çöle geldik” diyorum – “havuzlu evler, konaklar”, “county” ler, “ağa konakları”, susuz ve ağaçsız “su park” ..
Kent merkezinden 25-30 km uzakta 10-12-15. katta daireler, bahçede değil gene blokta yeni bir yaşam çevresi oluşuyor buralarda.. Otoparklar gene dışarıda, trafik gene keşmekeş; Mesela Galleria’nın biraz yukarısında eflatun, mavi, açık pembe boyanmış blokların önü, yanı ve hayretle bu akşam gördüm ana caddenin kenarındaki kaldırımın üstü park etmiş araçlarla dolu..
ARKADA MÜTHİŞ BİR YOĞUNLAŞMA / SPEKÜLASYON – ÖNDE YENİKENT VİLLALARI-
Şimdi, trajik komik olan bu asfalt hayırlama meselesini daha pek çok yerde gördüğümü hatırlıyorum.. Hemen bütün belediyelerimiz asfaltlama yaptıktan sonra asıyorlardı bu pankartları ama anlayamamıştım nedenini. Herhalde asfalta kavuşunca “dua” edip büyüklerimizi anmak için ve onlara minnet duymak için miydi?? Yani en temel belediye hizmetini, planlı olması gereken bölgelere daha önce getirmeleri gerekirken.. Konutların daha sonra planlı bir şekilde yapılmasını sağlamak gerekirken..
Ama, yapılar yapılıp insanlar yıllarca toz, toprak çamur içinde yaşamak sefaletine reva görüldükten sonra, böyle bir hizmet getirmek olsa olsa hayırsız bir iş olur ama.. Çağdaş, planlı bir Başkent hayalinden sapalı onlarca yıl olmuş olsa da, o hayalini hiç yitirmeyen biri olarak gene de bu tabelaları görünce üzülüyorum doğrusu..
Bilmem sizler ne düşünürsünüz.. Hele yapılan köprülerin üstüne “…bilmem ne köprüsü” diye yazmak komikliğine ne dersiniz? Yani “..Bu bir Köprüdür” diye yazmaktan pek de farklı değil, bir köprünün, bir alt üst geçitin A belediyesinin ya da B belediyesinin sınırında olmaktan başka ne farkı var ki..mesela “Maltepe Köprüsü” yani büüyükşehir belediyesi yaptı ise, yüzyıllarca bu yazıt orada kalacak mı çirkin mavi bir tabela ve amblemleri ile..
http://static.panoramio.com/photos/original/5573941.jpg
Genelde Şehircilik ilkeleri olarak bize öğretilen ve bizim de 20 yıldır öğretmeye çalıştığımız;
1. Şehirlerin dışına çıkıldıkça yoğunlukların –yapı ve nüfus- azalması,
2. Düşük yoğunluklu “Banliyö” lerin, “uydu kentlerin” oluşturulması,
3. Olsa olsa sadece merkezinde bir miktar yoğunlaşılarak çevrede “Bahçe Kent” (meşhur Garden City) tarzında yapılaşmalar olması ile,
4. İnsanları çekecek cazip, düşük yoğunluklu, kır-kent arasında sağlıklı bir yaşam çevresi oluşturulması ana prensibi..
Başkent Ankara giderek “Şehircilik” İlkeleri” ni tersine çevirecek uygulamalara sahne oluyor!.. Mesela “kent merkezlerinin yayalaştırılması” en temel ilkelerden biridir değil mi?? Hayır, Ankara’da kent merkezi yapılan alt-üst geçitlerle otoyola dönmekte..”tarihsel çevrenin korunması” bir başka temel ilke ve olmaz ise olmaz bir uygarlık göstergesi.. Hayır, Ankara’da Ulus tarihi kent merkezinin koruma-ıslah planı bir kenara bırakılarak, yıkım ve ranta yönelik yeni bir planın uygulanmasına girişiliyor.. “Doğal çevrelerin, vadilerin, su havzalarının korunması” da bir başka temel ilke, “Yeşil Politika” temel ilkesi ama bir de bakıyorsunuz, “Islah” ya da “Kentsel Dönüşüm” adı altında vadiler, vadi tabanları çok katlı yapılaşmaya açılıyor, göllerin ve barajların kenarından, havzalarından otoyollar getiriliyor..
“Mimari mirasın korunması, endüstri mirasının korunması” bir başka temel ilke, ama Cumhuriyet Çınarı Havagazı Fabrikası, Kızılay Binası, Milka, vd birçok yapı yıkılıveriyor yerine rant kuleleri dikmek uğruna..
Daha pek çok şey sayabiliriz ama herhalde “Şehircilik ilkeleri” epey değişikliğe uğradı son zamanlarda! Zaten bir avukat arkadaşım da sormuştu “Yahu nerede yazıyor bu şehircilik ilkeleri ??” diye
Asfaltınız hayırlı, sokağınız bayırlı, apartmanınız çok katlı olsun, inşallah, maşallah,..
http://www.haberbaskent.net/asfaltiniz-hayirli-olsun-haberi_299881.html
• Ankara Magazine Dergisi, “Kent ve Çevre Köşesi”, Ekim 2007, SAYI 68, s.78-79'da yayınlanmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri : Mehmet Tunçer Sunumu (18.10.2024)
"1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri" ‼️ 11 Eylül 1957 tarihinde Hatip Çayı (Bent Deresi) taşkınının yol açtığı sel, Ank...
-
Ankara’da Vakıf Mülkiyetindeki Bedesten ve Hanların Gelişimi ve Şehir Ekonomisinin Dönüşüm Süreci (15-20.YY) Bu Bildiri 5 Mayıs 2014 t...
-
H. Cengiz TÜRKSOY Şehir Yüksek Plancısı (ODTÜ) GİRİŞ: Başkent oluşundan bu yana Ankara'da yaşanan gelişme ve değişme süreci, Türkiye Cum...
-
VANDALİZMDEN ZOR KURTULAN ROMA TİYATROSU “ARKEOPARK” OLACAK (Ağustos 2020) (1. Bölüm) Prof. Dr. Mehmet Tunçer Çankaya Üniversite...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder