5 Ocak 2010 Salı

YIKMAYIN ANAFARTALAR ÇARŞISINI, ULUS İŞHANI’NI, ANKARA HALİ’Nİ..YIKAMAZSINIZ ULUS’U!.. (4)



Ulus yazıları, "Ankara Magazine" Dergisi Mart, Nisan ve Mayıs 2007 Sayılarında yayınlanmıştır. Belediye'nin yıkımı beklenirken, ne yazık ki terör eylemi sonucu patlayan bir bomba 6 masum insanı aramızdan ayırmış, 100 civarında masum insanı da yaralamıştır. İnsanlığa yapılan bu saldırıyı kınıyorum..





Binlerce yıllık geçmişe sahip Eski Ankara’nın tarihsel, arkeolojik ve kültürel değerlerini bünyesinde barındıran kesimlerinin planlı ve programlı bir uygulama ile korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik Atatürk Cumhuriyeti’nin Başkenti olan Ankara’da yaratılan çağdaş ve modern kent olgusunu bütünleyecek olan kültürel mirasın geleceğe bir bütün olarak aktarılması amacına yöneliktir. Ulus’u değil yıkmak, koruyarak geleceğe yönelik olarak muhafaza etmek gereklidir.



1711 Tarihli Ankara Gravürü (P. Tourneford)

Ancyra, Enkür, Angora ve nihayet 20 yy.da Ankara Şehri binlerce yıllık bir kültürel sürekliliğin ve uygarlıkların bir karışımı, bir sentezi olmalıdır. Geçmiş kültür değerlerinden, şehir dokusundan mimarlık ürünlerinden, arkeolojik değerlerden, sanat eserlerinden esinlenerek, yararlanarak, onları koruyup geliştirerek daha ileri, daha çağdaş ve daha yaşanabilir bir çevre, bir şehir ve bir kültür oluşturulabilir.

Ankara’nın şehir kimliği medeniyetlerin bir araya geldiği, Hacı bayram ile Augustos Mabedi’nin yan yana oluşturduğu simgesel anlam gibi kaynaştığı, kültürlerin birbirine hakim olmaktan çok saygılı olduğu bir evrensel kültürdür. Bu evrensel kültürün göstergelerinin korunması, gelecek kuşaklara birbirlerine saygı duymalı ve sevecekleri, kardeşçe yaşayabilecekleri bir dünya bırakacaktır.



Von Vincke’nin 1938 Tarihli Angora Haritası

Koruma, tek yapı, çevre, şehir ve bütünü ölçeğinde geliştirme ve yenilemeyi de içermektedir. Sürdürülebilir koruma düşüncesi çerçevesinde kültürel değerlerin korunması yanında, tarihsel çevrelerin bir konut dokusu, konut stoku olduğu düşünülmeli ve koruma yanında ıslah/ rehabilitasyon çabaları da etkin olmalıdır.

Koruma, geliştirme ve yenileme çabaları, planlı, programlı ve parasal kaynaklara bağlı, etaplama ve örgütlenme ile birlikte gerçekleştirilebilirse başarılı olabilir. Bu nedenle, günümüze kadar yapılan planlama çalışmalarına örgütsel ve parasal boyut katılmalı ve öncelikler saptanarak etaplama halinde uygulama yapılmalıdır.

PLANLAMA BOYUTU

Ulus Tarihsel Kent Merkezi ve Kaleiçi üzerindeki merkez baskısı, Kazıkiçi Bostanları kesiminde yarışma sonucu tasarlanan 2020 Kent Merkezi Projesi’ne ağırlık verilerek hafifletilmelidir. Ulus’ta yer alan ve tarihsel çevre ile bağdaşmayan bazı sanayi, depolama, ticaret vb. faaliyetler bu kesime kaydırılmalıdır.

Ulus Tarihi Kent Merkezi dışında henüz koruma planlaması yapılmamış Cebeci’ye kadar olan alanların koruma amaçlı planlama çalışmalarına öncelik verilmelidir. 1/1000 ölçek bir “çerçeve plan” elde edilmesi bakımından yararlı ve yeterlidir. Ancak özelliğine ve önceliğine bağlı olarak 1/ 500 ve 1/200 ölçekli “Özel Proje Alanları” saptanmalıdır. Bu özel proje alanlarında uygulamaya yönelik kentsel tasarım, peyzaj ve kent mobilyaları projeleri hazırlanmalıdır.

Öncelikle altyapının sağlıklaştırılması ve çevrenin yaşanabilin ve güvenilir kılınması önem taşımaktadır.
Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah İmar Planı’nda uygulamaya yönelik alt proje paketlerinden bugüne kadar ele alınmamış olanlarının hazırlanması ve uygulama için ilgisi Belediyesi ile işbirliğine gidilmesi önem taşımaktadır. Planın uygulanamamasının başlıca nedenlerinden biri olan “Kesin Parselasyon Planlarının “ yapımı sağlanmalıdır. Belediye tarafından hazırlatılan Plan koruma ilkeleri, koruma planı yapım yöntem teknikleri ile bağdaşmadığı, korumayı değil yıkımı öngördüğünden kesinlikle uygulanmamalıdır.

Ankara Kaleiçi Koruma Amaçlı İmar Planı, Altındağ Belediyesi ve Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu işbirliği ile biran evvel tamamlanmalıdır. Kaleiçi’nin korunmasına yönelik bir planın ve buna bağlı hazırlanan 1/200 ölçekli rölöve projelerinin biran önce onanması büyük önem taşımaktadır. Nedenleri ne olursa olsun bu konudaki her türlü gelişme tarihsel çevrenin giderek daha çok tahribine neden olmaktadır. Varolan araştırmalar ve dökümantasyon derlenerek gelecek için daha detaylı çalışmalara temel olarak değerlendirilmelidir.

ÖRGÜTLENME BOYUTU

Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanlığı’na yaklaşık 20 yıllık bir birikim, arşiv ve deneyim bulunmaktadır. Altındağ Belediyesi’nde de bu kadar köklü ve kurumsallaşmış olmasa da belli bir birikim oluşmuş sayılabilir. Ancak varolan çalışma gruplarının (“Sit Alanları Grubu”, “Kale Gurubu”) kurumsal hale getirilmesi, yetkili ve etkin bir birim, hatta müdürlük konumuna çıkarılması gerektiği kanısındayım.

Bu müdürlük; Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma-Geliştirme Müdürlüğü koruma alanları ve onu etkileyen yakın çevrelerindeki planlama, projelendirme ve uygulamadan yetkili ve sorumlu olacaktır. Plan, proje (1/1000 ölçekten 1/1 ölçeğe kadar) yapımından, uygulama ile kontrol hizmetlerini yapabilecek kapasitede ve parasal güçte olmalı, şehir plancısı, arkeolog, restorasyon uzmanı, mimar, peyzaj mimarı, altyapı mühendisi vb. elemanlarla desteklenmelidir. Belediyeler arası ve diğer kamu kurumları ile (Koruma Kurulu, Vakıflar, Üniversiteler vb.) ilişki ve diyalogu sağlayarak etkin çalışmalar yapabilecek tarzda örgütlenmelidir

Bu birim yerel yönetim yetkilileri ile (İmar Müdürü, Teknik Müdür Yardımcıları, hatta Belediye Başkanı) yakın diyalog içinde olmalı mümkünse doğrudan Belediye Başkanı’na bağlı çalışmalıdır. Kültür değerlerinin, çevrelerinin korunması kadar yeni oluşmakta olan kent çevrelerinin geleneklere ve kültüre uygun, çağdaş özellikler barındırmasına çalışmak da bu Müdürlüğün bir başka önemli yetki alanı olmalıdır.

Halk ile diyalog kurmak, onların olumlu katılımlarını sağlamak amacıyla seminerler, gösteriler, sergiler vb. hazırlamak, broşür, yayın organlarını kullanarak bilinç düzeyinin yükseltilmesi de bir başka önemli görevidir. Belediyenin Basın -Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı ile işbirliği ve iletişim içinde bilinçlendirme, bilgilendirme ve halk katılımının sağlanması amacı doğrultusunda çalışmalar yapılmalıdır.

Uygulamanın entegre bir görev olduğu bilinci ile Belediyenin ilgili birimleri arasında (fen işleri, emlak müdürlüğü vb.) işbirliği ve iletişim kurulmalıdır. Merkez Yönetim ile Yerel Yönetimin arasında varolan sorunlar giderilerek etkin bir işbirliği sağlanmalıdır. Kültür Bakanlığı, günümüze kadar sürdürdüğü “pasif” koruma politikalarını terk etmeli, korumanın uygulamasına yönelik politikalar geliştirmelidir.

Bu da saptama - belgeleme yanı sıra koruma planlaması ve uygulaması ile parasal / örgütsel politikaların geliştirilmesi ile olabilecektir. Merkezi yönetimin yerel yönetimler desteği teknik ve parasal olduğu kadar, yerel örgütlerin güçlendirilmesi ile olabilecektir. Koruma Kurulu’nun pasif, edilgen yapısının aktif / etken bir yapıya kavuşturulması önem taşımaktadır .

Koruma Kurulları ve Müdürlükleri günümüzde tek parsel (hatta duvar vb.) ölçeğinden Bölge ölçeklerine kadar kararları alan ancak aldıkları kararların uygulanmasını takip ve denetleme yetkisi olmayan bir konumdadır. Koruma Kurulları’nın etkin hale getirilmesi, parasal ve teknik bakımdan güçlendirilmesi, çevre ve kültür zabıtası oluşturulması Korumada atılacak ileri bir adım olacaktır.

Bu kadar yazıp çiziyoruz bir arpa boyu yol gidemiyoruz. Keçiören’deki Estergon Kale’si yapımına harcanan paranın bir kısmı ile Ulus ve Kale ele alınıp çağdaş bir tarihi kent merkezi ve dokusu haline sokulabilirdi.. Çok yazık!

Kalın sağlıcakla..


• Ankara Magazine Dergisi, “Kent ve Çevre Köşesi”, Temmuz-Ağustos 2007, SAYI 66, s.74-75'de yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri : Mehmet Tunçer Sunumu (18.10.2024)

  "1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri" ‼️ 11 Eylül 1957 tarihinde Hatip Çayı (Bent Deresi) taşkınının yol açtığı sel, Ank...