11 Ocak 2010 Pazartesi

TARİHSEL ÇEVRE KORUMA POLİTİKALARI : ANKARA (1)



Bu kitap Aralık 2000 tarihinde, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları / 2520, KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ NO : 281 olarak yayınlanmıştır. Buraya özetle alınmıştır.


GİRİŞ

Bu çalışmada; “Ankara Tarihi Kent Dokusu” olarak tanımlanan “Eski Ankara” ve bunun önemli bir kesimini içeren “Ulus Tarihi Kent Merkezi“ nin korunmasına yönelik olarak, yerel ve merkezi yönetimin uyguladığı politikaların, zaman içinde uğradığı dönüşümler, bu süreç içinde yapılan planlı ve plansız çeşitli uygulamalar ele alınacaktır. Kamunun konuya yaklaşımı ile tarihi çevre koruma olgusunun çeşitli boyutları, Ankara örneğinde sergilenerek sürdürülebilir kalkınma ana fikri çerçevesinde yeni politikalar geliştirilmeye çalışılacaktır.

Bu çalışma, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi ve Siyaset Ana Bilim Dalı, “Kent ve Çevre Bilimleri” Doktora Programında; Prof. Ruşen KELEŞ danışmanlığında hazırlanan ve 1995 yılı Haziran ayında tamamlanan “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Tarihsel Çevreyi Koruma Politikası : Ankara, Bergama ve Şanlıurfa Örnekleri” başlıklı çalışmanın “Ankara Bölümü” nün tezde kullanılamayan görsel malzeme ve diğer dokümanlarla zenginleştirilmesi ile hazırlanmıştır.



Bu çalışma CD kitap olarak CUMHURİYET’İMİZİN 75. YILINA BİR ARMAĞAN olarak 29 EKİM 1998 tarihinde yayınlanmıştır.


“Hükümetçe maddi fedakarlıklar ihtiyar edilerek memleket içindeki milli ve tarihi eserlerin tamirine ve hatta çok eski zamanlara ve yabancı medeniyetlere ait eserlerin toprak altından çıkarılmasına çalışıldığı halde, sarih nizamlara ve mükerrer tebliğ ve ihtarlara rağmen imar mefhumunu yanlış anlayan bazı memurların bu hususta ufak bir ihtisası bile olmadığı halde görüş ve muhakemeleri bakımından ehemmiyetsiz sandıkları çok kıymetli milli eserlerimizi bimuhaba yıkmakta ve yıktırmakta oldukları teessüfle görülmektedir. Ezcümle en yakın misaller olmak üzere İstanbul Vilayeti’nde Üsküdar’da Mimar Sinan’ın kıymetli bir eseri olan Mihrimah imaretinin alakadar dairenin ikaz ve mümanaatına rağmen yıktırıldığı, Edirne’de yine Mimar Sinan asarından İki Kapılı Han’ın ve Ürgüp-Kayseri yolu üzerinde Aleaddini Keykubat zamanından kalma Sarıhan’ın aynı akıbete uğratıldığı anlaşılmış ve müsebbipleri hakkında kanuni takibat icrası alakadar makamlara bildirilmiştir. Milli varlığımızı ve medeniyetimizi bugün ve gelecek asırlarda dünyaya tanıtan ve tanıtacak olan kıymetli abidelerin manalı manasız bahanelerle yıktırılması değil, bilakis beşerin ve tabiatın tahribatına karşı titiz bir itina ile korunulması mültezimdir; yalnız kanuni bir vazife değil milli bir borçtur. Bu eserin kıymetini muhafazası olan daire tayin edilebileceğinden bundan sonra şehir ve kasabalarda köylerde ve kırlarda mevcut bulunan eski eserlerin her gün tahribata karşı muhafazalarına itina olunmasını ve Maarif Vekaleti’nin muvafakatı alınmadıkça hiçbir eserin hiçbir bahane ile yıktırılmasına katiyen meydan verilmemesini talep ve aksi taktirde yıktıranlar ve müsamaha edenler hakkında şiddetle takibat yapılacağını tamimen beyan ederim efendim.”
Tamimen vilayetlere ve malumat için vekaletlere ve müstaki makamlara yazılmıştır.


31.08.1938 Başvekil İsmet İNÖNÜ


ANKARA’DA YEREL ve MERKEZİ YÖNETİMİN TARİHSEL ÇEVREYİ KORUMAYA YÖNELİK POLİTİKALARININ ZAMAN İÇİNDE UĞRADIĞI DEĞİŞİKLİKLER VE SONUÇLARI

1. CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDA ESKİ ANKARA’YI ETKİLEYEN UYGULAMALAR VE PROF. HERMANN JANSEN PLANINDA ESKİ ŞEHİR


“ Yeni şehircilikte yeni şehir kısımlarının kurulmasını eski kısmın yayılışından tamamen ayırmak lazımdır. Hatta nazari olarak eski şehir üzerine hatti zatında bir cam levhası kapamalıdır. Bu suretle kolaylıkla bütün gidişat takip edilerek şehri fenalıklardan korumak kabul olur. Eski şehre mümkün olduğu kadar fazla el sürmemek gerekir. Yeni kısmın imarının tekemmül ve terakkisinden sonra eski kısma münasip bir şekilde dikkatle bağlamak kabul olur. Yeni ihtiyaçlara göre mesela seyrüseferin, hissi bakımdan icatına göre uydurulur. En mühüm nokta eski kısmın karakterinin bozulmamasıdır. Bizim vazifemiz onun hususiyetini istikbal için saklamaktır. . . ” (1)




Şekil 1. HERMANN JANSEN PLANI'NDA ESKİ ŞEHİR (Ankara Şehri İmar Müdürülüğü Arşivindeki Jansen Planlarından yeniden çizilmiştir.)



Cumhuriyet’in 1923 tarihinde ilanı ve Ankara’nın başkent oluşu ile, eski Ankara’yı etkileyecek pek çok uygulama yapılmıştır. Verilen en önemli kararlardan biri, eski Ankara’ya pek dokunulmayacağı, eskisinin üstüne değil yanına yeni bir kent kurulması yoluna gidileceği temel kararıdır (2). Böylece eski Ankara kısmen kendi kaderine terk edilmiş, yenileme, işlev değiştirme, kullanım yoğunluğu arttırma ve onarmadan kullanma gibi süreçlerle değişikliğe uğramıştır (3).



Şekil 2. JANSEN - SAMANPAZARI MEYDANI

Eski Ankara’da kamu eliyle yapılan kentsel yenileme çalışmaları da olmuş, ancak, tarihi anıt değeri olan yapıları onarma ve çevre ölçeğinde koruma çabaları çok yetersiz kalmıştır. Spekülasyonun başı boş bırakıldığı ortam içinde “Yeni Ankara’nın eskisi üzerine değil, onun yanında bir yere kurulması” temel tutumu, geleneksel dokuyu bir açıdan koruyucu olmuş, ama bir başka açıdan da onun tahrip edilmesine olanak hazırlamıştır.
Geleneksel dokuda pazar mekanizmasının yavaş işlemesinden kaynaklanan bir süreç belirgin bir “Tarihi çevre bilinci ve sağlıklı koruma ve geliştirme politikası” olmadan günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir.




Şekil 3. ANKARA ŞEHRİ İMAR PLANI İÇİNDE ESKİ ANKARA
(HERMANN JANSEN - 1932)

1930 - 1950 yılları arasında, “ Yeni Ankara ” ’nın eskisi yanında kurulmasıyla kent bütününün tek ana merkezi durumuna giren Ulus ve çevresinde “ Eski Şehir - Yeni Şehir ” bağlantıları boyunca ve eski şehrin yeni kullanışlara komşu bölgelerinde spekülatif baskılar yoğunlaşmış, çeşitli yenilemeler yapılmıştır (Şekil 4).



Şekil 4. 1950'LERDE ANKARA


Hermann Jansen ’in geleneksel dokuya karşı gösterdiği duyarlılık, bir tarihi çevre koruma endişesinden değil, daha çok geleneksel dokuda uygulanabilir gerçekçi bir imar yaklaşımı getirebilmek kaygısından ileri gelmiştir. Geleneksel dokunun korunmasını savunan “Eski Şehir Talimatnamesi” daha sonraki planlarda “Protokol Sahası” olarak belirlenen alanda uygulanmış ve bu alan o günden bu güne bir dokunulmazlık kazanarak, koruma geliştirme çalışmaları bir yana, imarı engelleyici, bozulmaya bırakılmış bir doku haline dönüşmüştür (4). Eski şehrin, Protokol Sahası’ nı kapsayan yerlerde koruma - geliştirme veya düzeltme yönünde bilinçli herhangi bir çalışma yapılmamıştır.



Şekil 5. ANKARA KALESİ 1925'LERDE

Plan uygulamasının bu bölgelere ulaşamaması, kendi başına ve düzensiz gelişmelere neden olmuştur. Yenilenmesi gerekli alanlar yenilenmediği için bu kesimler konut dışı kullanımlara açılmıştır (5). Bunun yanı sıra; eski şehrin çevresinde gecekondulaşma hareketleri artarak sürmüş ve bu kesim düşük gelir gruplarına terk edilmiştir.

2. 1950 SONRASINDA ESKİ ANKARA’YI ETKİLEYEN UYGULAMALAR - YÜCEL - UYBADİN PLANI VE BÖLGE KAT NİZAMI PLANINDA ANKARA’NIN TARİHİ KENT DOKUSU

Ankara nüfusunun hızlı artışı, plan kararlarının yaptırımlar getirememesi, hızlı artan iç göçlerin baskısı ile kentin gelişmesi kontrol edilememiş ve daha 1950’ lerin başında Jansen planının öngördüğü 300 000 kişilik nüfus hedefi aşılmıştır.
Planların çeşitli şekillerde yorumlanması, parça parça ele alınması ve devamlı değişikliklere uğramasına neden olmuştur. 1955 yılında açılan uluslararası planlama yarışması ile Nihat Yücel ve Raşit Uybadin tarafından hazırlanan ve 5720 hektarlık bir alanı kapsayan Ankara İmar Planı 1957 tarihinde onanarak yürürlüğe girmiştir. Ankara’nın 2006 yılı nüfusu 750 000 olarak tahmin edilmiş ve Kızılay yeni merkez olarak planlanmıştır. Bu planla protokol alanının bir kısmı (Hacı Bayram çevresi dahil) planlanmış, Jansen’in protokol alanına kısmen yollar önerilmiştir.
Aşırı nüfus artışları ve plan uygulama araçlarındaki yetersizliklere bağlı olarak, kentin sağlıklı gelişimi bu planla da denetlenememiştir.
1961 yılında, “Bölge Kat Nizamı Planı” uygulanmaya başlanmış, 1957 planındaki yoğunluklar arttırılmış, tarihi çevreye uygun olmayan gabariler (yer yer 6-8 kat) verilerek, küçük tapulama parselleri birleştirilmiş ve taban alanları arttırılmıştır.

TalatPaşa Bulvarı, Ulucanlar, Denizciler ve Anafartalar Caddeleri boyunca büyük ölçüde bu parselasyon planları uygulanmış, cadde arkalarında topografyanın çok eğimli olması, planın tarihi doku ile uyum sağlamaması, mülkiyetin aşırı parçalanmış oluşu, kişi ve kamunun uygulama için maddi yeterli güce sahip bulunmayışı ve benzeri nedenlerle çok katlı yapılaşmaya gidilememiştir.
Eski Ankara, cadde boyunca yapılaşan 6 - 8 katlı bloklar ardında sıkışıp kalmış, kullanım değişikliği, çevre kalitesinde düşüş, sosyal dönüşüm, doğal yıpranma ile bölüntü ve eklentilerle çöküntü bölgesi niteliği kazanarak günümüze kadar ulaşabilmiştir (Şekil 6). Bu bölgelerde günümüze kadar yapılan imar uygulamaları da planla öngörülen gelişme yönünde koruma ya da ıslah amaçlı olmayıp, tamamen yıkıp yenilemeye yönelik olmuştur.



Şekil 6. ULUS ARAZİ KULLANIMI (1990)

Bu yenilemelere verilebilecek bazı örnekler şunlardır:
• Hacı Bayram Camii çevresindeki yapıların yıkılarak, bugünkü açık alanın oluşturulması ( 1937 ),
• Çok sayıda konutun kamulaştırılarak yıkılmasını gerektiren Ulucanlar Caddesi’nin açılması ( 1955 ),
• Kurtuluş ve Kırgız gibi pek çok nitelikli eski Ankara Evi ile anıtsal yapıların oluşturduğu iki mahalleyi yok ederek oluşturulan Hacettepe Hastane Kompleksi (1960’ lı yıllarda ).


3. MAKRO PLANLAMA ÇALIŞMALARI VE 1990 ANKARA
NAZIM PLANI’NDA TARİHİ KENT DOKUSU

İmar ve İskan Bakanlığı tarafından 1967 yılında, Ankara Kenti’nin yakın etki alanı için il ölçeğinde bir çalışma başlatılmıştır. “Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan Bürosu” tarafından 1973 yılında başlatılan çalışmalarla kentin 1990’ lardaki gelişme planı oluşturulmuş, “Ankara Nazım Planı” 1982 yılında onaylanarak yürürlüğe girmiştir (Şekil 7).




Şekil 7. ANKARA NAZIM PLANI İÇİNDE ULUS VE ÇEVRESİ

3.6 milyonluk bir nüfus hedefine göre kentin yeni gelişme alanları
(19 318 Hektar) belirlenmiş ve 1977 yılına kadar Batı Koridoru üzerinde
“Batıkent”, “Sincan”, “Yeni Yerleşmeler” gibi toplu konut alanları planlanarak uygulamaya başlamıştır.

Eski Ankara üzerindeki baskıları azaltmak ve Ulus Tarihi Kent Merkezi’ni koruyarak çevreye uyumlu bir şekilde gelişmesini sağlamak amacıyla Merkezi İş Alanları’nın (MİA) Çankırı Caddesi batısında yer alan “ Kazıkiçi Bostanları ” olarak adlandırılan kesime doğru gelişmesi ana plan kararı olarak verilmiştir. Ancak, 1957 Planı ile Bölge Kat Rejimi planlarının halen yürürlükte olmaları nedeniyle korumaya ilişkin herhangi bir gelişme 1980‘ lere gelinceye dek gündeme gelememiştir.

4. ANKARA‘ NIN TARİHİ KENT DOKUSUNU ETKİLEYEN
ÖNEMLİ BAZI KARARLAR

Ankara‘ da çevre ölçeğinde eski eser saptama ve belgeleme (tespit ve tescil) çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ilk olarak 1964 yılında yapılmış ve 1/1000 ölçekli haritalara Envanter Numaraları ile işlenmiştir.
Bu çalışmalar 1972 yılında tekrarlanmış, aynı Envanter Numaraları kullanarak ve bazı yapılar tescilden düşürülerek yeni bir tescil listesi hazırlanmıştır (6).
1972-1979 yılları arasındaki Gayri Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu (G.E.E.A.Y.K.) kararları incelendiğinde, birkaç anıtsal yapı onarım izni dışında, doğal sit ve tek yapı tescil kararları ile tescilden düşme ve yıkım taleplerine karşı çıkan kararlar alındığı görülmektedir. 1979 yılında yapılan tescil çalışmasında ise, 1972 tescil listesindeki yapılardan 7 tanesinin daha yok olduğu saptanmıştır (7). (Bkz. Ek III)

1972 yılında G.E.E.A.Y.K. tarafından onaylanan tescil listesinde bulunan ve 1979 yılında yapılan tescil listesinde bulunmayan 4 adet tescilli yapı saptanmıştır (8).
Tescilli yapıların, yukarıda somut örneklerini gördüğümüz şekilde tahrip edilerek ortadan kaldırılmasının sebebi arsa spekülasyonu, kamunun bu yapılara teknik ve maddi yardımda bulunmaması, sadece yasaklayıcı tedbirlerle kamu yararı için özel mülkiyetin kısıtlanmasıdır.

Yeni yapılan tescil listelerinde bu yapıların tescilden düşülmesi, yapılan kanunsuzluğu yasallaştırmaktadır. Aynı zamanda çevredeki diğer tescilli yapı sahiplerine de kötü örnek olmaktadır.

Tescilli yapıların özel kişiler eliyle tahribatının yanı sıra kamunun yaptığı yıkımlar da Ankara tarihi kent dokusu’ nun zaman içinde yok olmasına sebep olmaktadır.

Ankara Belediyesi’ nin 1979-1980 yıllarında gerçekleştirmek istediği Kuzey-Güney Trafik Aksı Projesi’nin Hasırcılar - Denizciler Caddesi bağlantısı açılmış, yolun batısında kalan alan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi gelişme alanı olarak kamulaştırılarak tamamen yıkılmıştır (9). Bu yolun 1957 plan kararı olan ve Sulu Han ile Ulus Hali üzerinden geçen kısmı Sulu Han’ ın restore edilmesinden sonra iptal edilmiştir.

Sit alanı içinde gerek Belediye, gerekse Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nce yapılan müdahaleler sonucunda Hasırcılar yolunun batısında kalan alan geleneksel niteliğini kaybetmiştir.

Denizciler Caddesine açılan Hasırcılar Caddesini, İtfaiye Meydanına bağlayan, Hasırcılar - Osmanlı Kavşağı Planı (10), Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu görüşü alınmadan uygulanmış ve Planda Ankara’ nın önemli bir XV. yüzyıl yapısı olan Eski Hamam (Eynebey Hamamı) korunduğu halde, uygulama esnasında bir köşesi yıkılarak yol geçirilmiştir (11).

Koruma çabaları ile bu tür uygulamalar sürmekte olduğundan benzer örnekler daha sonra da karşımıza çıkacaktır.

1979 yılında, Kültür Bakanlığı, Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Ankara Belediyesi elemanları ortaklaşa saptama ve belgeleme çalışmaları yapmıştır. Bu çalışmada korunması gerekli görülen eski Ankara Evleri ve anıtsal nitelikteki tek yapılar saptanmış, geçit dönemi yapılanma koşulları getirilmiş ve hazırlanan “Geçit Dönemi Koruma Geliştirme Planı” onaylanmıştır (12). Bu karar ile; Ankara’da I. Derece, II. Derece ve III. Derece Kentsel ve Arkeolojik Sit Alan Sınırları, Tarihi Ticari Bölge ve Etkileme Geçiş Alanları belirlenmiş, yaklaşık 150 Hektarlık geniş bir alanda, imar planları uygulamasının durdurulması ve tarihi kent dokusunu koruyacak şekilde koruma amaçlı imar planlarının yapılması öngörülmüştür (Şekil 6).



Şekil 8. ANKARA'DA SİT ALANLARI (1980)


Sit kararı alınması, bu alanlarda yürürlükte olan imar planları uygulamasını durdurmakta ve bu alanlarda “Koruma Amaçlı İmar Planlarının” yapılması yükümlülüğünü belediyelere vermektedir (13).
Böylece Ankara‘ da, büyük bir kısmı Ulus‘ taki Merkezi İş Alanlarında
(MİA) olmak üzere, doğuda Cebeci‘ ye kadar uzanan, güneyde Hacettepe ile sınırlanan, batıda Atatürk Kültür Merkezi ve Gençlik Parkı ile bütünleşen geniş bir alanda 1957 Planı ile Kat Rejimi Planlarının uygulaması durdurulmuştur. Uygulama ancak Talatpaşa, Ulucanlar, Hasırcılar, Anafartalar, Denizciler ve Hükümet Caddeleri gibi ana caddeler boyunca sürmüş, geri kalan kesimlerin kaderi belirsiz bir durum almıştır. Bu alanlarda, Geçiş Dönemi Yapılanma Koşulları geçerli kılınmaya çalışılmış, ancak uygulamada büyük sorunlarla karşılaşılmıştır.
Her ne kadar “Geçiş Dönemi Yapılanma Koşulları” sit alanlarını derece ve niteliklerine göre belirlemişse de (14), sit kararı getirilen alanların büyük bir kesiminde Jansen Planı ve 1957 Planı’ndan bu yana çeşitli planlamalar yapılmış bulunmaktadır. Bu planların kesin parselasyon planları doğrultusunda ortaklığın çözülmesi (İzale - i Şuyu) sonucunda bazı parsellerin tapuya imar parseli olarak tescillerinin yapılmış bulunması, bu yapılanma koşullarına göre tarihi çevreye uyumlu yeni yapılaşmaların oluşmasına hukuken imkan vermemektedir.
3194 Sayılı İmar Yasası‘ na göre bir yörede yeni bir imar planı yapılana kadar eskisi -durdurulmuş olsa dahi- geçerli sayılmakta, bu nedenle planlama süreci başlatılmadan, koruma imar planı ve kesin parselasyon planları elde edilmeden, kadastral dokuya dönüşü sağlayacak şekilde yeni yapı için ruhsat verilmesi mümkün olmamaktaydı.
Ulus gibi, Bölge Kat Nizamı Planı‘ nda (1/5000 - İ5) yer yer 6-8-10 kat olarak imar durumu beklentisi olan bir merkezi iş alanında bu türden kararların uygulanabilirliği oldukça düşük olmaktadır (15).
Yönlendirici bir makro planın olmayışı, Ulus MİA çevresinde sit alanı olarak belirlenen kesimlerde, sit alanı daraltılması, sit alanından çıkarılma, tescilden düşülme vb. Kurul Kararları alarak cadde üzerlerinde çok katlı yapılaşmaların sürmesi gibi sonuçlara yol açmıştır. Rant beklentisi yapıların bakımsız bırakılmalarına, terk edilmelerine, yakılarak yok edilmelerine ve bu alanların çöküntü alanı niteliği kazanmasına neden olmuştur.
“Geçiş Dönemi Yapılaşma Koşulları” nın uygulanabilmesi ve yeni yapılaşmaların tarihi çevreye uyumlu olarak gerçekleşebilmesini sağlamak amacıyla, 3030 Sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki Kanun Yönetmeliği uyarınca, Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanlığı tarafından “Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Yönetmeliği” ne bir Madde ilavesi yapılmıştır.
Bu Maddeye göre; “Ankara sit alanlarında imar durumunu gösterir çap yerine, kadastral parsel üzerinde yapının oturduğu veya oturacağı kısmı gösterir bir röperli yoksa ebadlı kroki verilecektir” hükmü ile bu yapılaşma kararlarının uygulanabilmesi amaçlanmıştır (16). Bu Madde uyarınca kısıtlı da olsa bazı onarım uygulamaları yapılabilmiştir.

5. ANKARA BELEDİYESİ‘NİN TARİHSEL ÇEVREYİ
KORUMAYA İLİŞKİN ÇABALARI (1983 - 1995)

Diğer önemli kentsel eylemlerde olduğu gibi, kentin tarihi çekirdeğini oluşturan tarihsel dokuyu yenileme, mimari ve kültürel değerleri koruma çabaları da öncelikle bir planlama konusudur.
Korunacak veya yenilenecek yerlerin saptanması, çevresi ile korunarak geliştirilmesi de yapılacak “Koruma ve Geliştirme Amaçlı Plana” göre hazırlanacak programlara ve projelere dayalı olmalıdır.
“Ankara Eski Kent Dokusu Geçiş Dönemi Koruma ve Geliştirme Planı” hükümleri doğrultusunda, Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma ve Geliştirme Projesini hazırlamak amacı ile, Ankara Şehri İmar Müdürlüğü (AŞİM) (daha sonra Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanlığı), İmar Planlama Şube Müdürlüğü bünyesinde 1981 yılında “Kentsel Koruma Geliştirme Planlama Bürosu” oluşturulmuştur. Bu ekip daha sonraları kısaca “ Sit Grubu ” olarak anılmıştır (17).
Önceleri (1 yıl kadar) 4 Şehir Plancısı ile 1 Mimardan oluşan bu ekip, daha sonra 3030 Sayılı Yasa uyarınca İlçe Belediyelerinin oluşturulması ve AŞİM elemanlarının dağıtılması sonucunda, 1 Şehir Plancısı ve 1 Mimar kalarak çalışmalarını sürdürmüştür.
Bu birim, 1989 yılından itibaren “Ankara Tarihi Alanlar Koruma Birimi (ATAK)” adını alarak yeni elemanlarla desteklenmiştir. Altındağ Belediyesinde de bir “Koruma Kurulu” oluşturulmuştur. Teknik Koordinasyon mekanizması ile “Kentsel Estetik Kurulu” kurulmuştur.
Koruma planlaması çalışmaları başlangıçta, arşiv oluşturma, harita revizyonu ve dökümantasyon çalışmaları ile başlamış, ilgili diğer kuruluşlar ve üniversiteler ile ilişki kurulmuş, kuruluşlar arası bir
“Teknik Ekip” oluşturulmuştur.

5.1. ANKARA TARİHİ KENT DOKUSUNU KORUMA VE
GELİŞTİRME TOPLANTILARI

Ankara’ da tarihsel çevreyi korumaya yönelik çalışmaların detaylı olarak incelenmesi, yerel ve merkezi kuruluşların konulara bakış açısının ve politikalarının saptanabilmesi amacıyla gerekli görülmektedir.
Yukarıda belirtilen teknik ekibin organizasyonu ile ilgili kamu kuruluşları (AŞİM, Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İmar ve İskan Bakanlığı vb.) ve Üniversite yetkililerinin (ODTÜ, Gazi Üniv.) katılımıyla yaklaşık 1.5 yıl periyodik olarak sürdürülen bir dizi toplantı (10 Toplantı) yapılmıştır.
Kurulan teknik ekip, her toplantıda Ankara‘ nın tarihi kent dokusu‘ nun güncel ve acil koruma sorunlarını ortaya koyarak çözüm önerileri geliştirilmesini katılımcılardan istemiştir (18). İlgili kamu kuruluşları, İmar Müdürlüğü öncülüğünde ve işbirliği içinde, tarihi çevreye ilişkin sorunların çözümüne yönelik önemli adımlar atmışlardır.
Önceleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ nün 1979 yılından bu yana üzerinde çalışmalar yaptığı
“Ankara Kalesi Koruma ve Geliştirme Projesi” ve Dışkale‘ deki, mülkiyeti Ankara Belediyesi’ ne ait üç evin geleceği tartışmalara konu olmuştur.
Vakıflar Genel Müdürlüğü‘ nün devreye girmesi ile, Vakıf kökenli eserlerin durumu ve sorunları ( Hacı Bayram Camii, Sulu Han, Karyağdı Türbesi vb. ) tartışılarak çalışmaların kapsamı genişletilmiştir (19).
Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma ve Geliştirme Planı‘ nın yapılabilmesinin geniş bir ekip, akçalı kaynaklar ve harita revizyonu gerektirdiği dikkate alınarak, bu nedenle öncelikli planlama çalışmalarının yıllardır birikmiş sorunlar üzerinde yoğunlaştırılması isteniyordu.
Bu konuda Teknik Ekip çalışmalar yapmış, ancak daha sonra koordinasyon güçlüğü ve AŞİM elemanlarının ilçe belediyelerine dağıtılması nedeniyle bu çalışmalar son bulmuştur. Planlama ve çevre düzenleme çalışmaları Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanlığı tarafından sürdürülmüştür.


5.2. HACIBAYRAM CAMİİ ÇEVRESİNİN KORUNMASI VE
CAMİİ MEYDANININ DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN
ÇABALAR VE KAMUNUN TUTUM VE DAVRANIŞLARI

Ankara Şehri, dini mimarlık eserleri bakımından zengin sayılmaz. Selçuk ve Osmanlı Devirlerinden büyük anıtlar kalmamıştır. Ankara camii ve mescitlerinde ahşap - taş yapı geleneği, çok karakteristik Türk stilinde devam etmiştir. Türk oymacılığı ve süsleme sanatı Ankara camilerinde güzel örneklerle hala yaşamaktadır. Hacı Bayram Camii bu camiler arasında mimarisi ve dini önemiyle ayrı bir yer ve önem tutmaktadır.
Hacı Bayram Camii bitişiğinde Augustus (Ogüst) Tapınağı‘ nın bulunması (Şekil 9), bu yörede 1850‘ li yıllardan günümüze kadar yerli yabancı araştırmacıların kazı, araştırma ve çevre düzenlemesi etkinliklerinin yoğun olarak sürdürülmesine neden olmuştur.



Şekil 9. AUGUSTUS (OGÜST) TAPINAĞI REKONSTRÜKSİYONU


1861 yılında George Perrot, Tapınağın doğu duvarındaki kitabeyi okumak için bir araştırma yapmıştır. Kreneker ve Schede isimli iki Alman Arkeolog 1926-1928 yıllarında, tapınağın çevresini kazmışlardır .



Şekil 10. 19.YÜZYIL SONLARINDA HACIBAYRAM VE OGÜST TAPINAĞI ÇEVRESİ

Ankara Belediyesi bu kazılar esnasında ve sonrasında çevredeki evlerin bir bölümünü kamulaştırmış, 1937 yılında da Vali Nevzat Tandoğan, tüm evleri kamulaştırarak ve çevreyi “temizlemiştir” ! (20) (Şekil 10) Kazılar 1939 yılında, Eski Eserler ve Müzeler Müdürü Hamit Zübeyr Koşay tarafından sürdürülmüştür.
Bu kazılarda 4 - 5 m. derinlikte Frig Seramiği, daha yukarı katlarda ise Roma ve Bizans Seramiği bulunmuştur. Bunlar bize bu tepe ve eteklerine yüzyıllar boyunca sürekli olarak yerleşildiğini göstermektedir.

5.2.1. Hacı Bayram Çevresindeki Bazı Önemli Uygulamalar

1920‘ den 1932‘ de onaylanan Jansen Planı‘ na kadar geçen sürede Eski Ankara, plansız ve programsız bir gelişme göstermiştir. Jansen Planı‘ nda, “Protokol Sahası” olarak belirlenen alan içinde Hacı Bayram çevresinin de yer aldığı görülmektedir (Şekil 11).




Şekil 11. HACIBAYRAM DÜZENLEME PROJESİ (H. JANSEN - 1936)


1950‘ lere gelinceye kadar öncelikle Cami önündeki meydanın açılması gibi yıkım ve temizleme uygulamaları yapılmıştır. Eski Şehrin Hacı Bayram Camii çevresi dahil, “Protokol Sahası” nı kapsayan kısımlarında koruma-geliştirme veya düzeltme yönünde bilinçli herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
1957 Planında; bu bölgeler plana dahil edilmiş, dokuyu parçalayacak 6 katlı yapılaşma önerilmiş, Bölge Kat Nizamı Planı’nda ise yapı yoğunlukları arttırılmıştır.
Hacı Bayram civarının “Tanzimi ve Değerlendirilmesi” amacıyla hazırlanan Plan ile, meydanı Anafartalar ve Bentderesi Caddesine bağlayacak 17 metre genişliğinde yol güzergahının uygulanmasına 1968 yılında geçilmiştir (21).
Bu arada cadde genişletilmiş (22), aynı yıl Cami ve çevresinin imar planının da yeniden hazırlanması için, İmar ve İskan Bakanlığı talimatı uyarınca, Ankara Belediyesi ile Ankara Nazım Plan Bürosu arasında görüşmeler yapılmaya başlanmıştır. Güvercin Sokağın açılmasına ilişkin Parselasyon Planı (23), kamulaştırılma yapılamadığından uygulanamamıştır.
Ancak, bu Planın uygulanabileceği endişesi ile bölgenin en gösterişli yapılarının yer aldığı ve yaya ağırlıklı bir sokak olan Güvercin Sokak‘ ta yapı sahipleri yapılarının bakım ve onarımlarını yaptırmamaktadırlar.
“Hacı Bayram II. Bölge Koruma Amaçlı İmar Planı” onaylandıktan sonra burada bazı onarımlara başlanmıştır.

5.2.2. Hacı Bayram Çevresinde Korumaya Yönelik Planlama
Çalışmaları

Hacı Bayram Camii çevresi, Ankara‘ nın en önemli “I. Derece Kentsel Sit Alanı” olarak belirlenmiştir (24). Ankara Şehri İmar Müdürlüğü‘ nün (AŞİM) 1983 yılında başlattığı “Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma Geliştirme ve Planlama Çalışmaları” içinde, geniş bir çevreyi kapsaması ve Ankara’ nın Jansen’ den bu yana ilk onaylı Koruma İmar Planı olması nedeniyle özel bir önem taşımaktadır.
ODTÜ ve AŞİM ortaklaşa çabası sonucunda hazırlanan “ Hacı Bayram II. Çevre Koruma İmar Planı ve Uygulama Koşulları ” Ankara’ nın ilk koruma amaçlı imar planı olarak onaylanmıştır (25) (Şekil 12).



Şekil 12. HACIBAYRAM II. ÇEVRE KORUMA AMAÇLI PLANI

Hacı Bayram II. Çevre Koruma İmar Planı‘ nın tamamlanması ile onayı arasında bir yılı aşkın bir süre geçmiş bulunması, onama sürecinin ne kadar uzun sürdüğüne iyi bir örnektir. Planın kesin parselasyon planları ise hazırlanmamıştır. Plan, “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah İmar Planı” çerçevesinde kısmen değişikliğe uğratılmıştır. İmar Müdürlüğü, bu Planın kapsadığı alan içinde uygulamaya girebilecek detayda bir “Örnek Ada Düzenlemesi” hazırlamıştır. Adliye ve Etizafer Sokakları‘ nın sınırladığı Adada 1/50 Ölçekli Cephe Düzenleme Projesi ve maliyet analizi yapılmıştır (26). Türkiye Anıt-Çevre ve Turizm Değerlerini Koruma Vakfı (T.A.Ç.) ile yapılan görüşmelerde, Kaleiçi’ ndeki üç evin yanı sıra, “Örnek Ada” da uygulamaya girilmesi kararlaştırılmış, ancak bu yönde bir çalışma gerçekleştirilememiştir. TAÇ Vakfının ağırlığını Kale içindeki üç eve vermesi bu uygulamanın yapılamamasına neden olmuştur.
Hükümet Meydanı ile Hacı Bayram Meydanındaki yaya - taşıt trafiğinin düzenlenmesinde kolaylık sağlamak ve bu meydanları birer “KENT MEYDANI” olarak düzenlemek amacıyla, Bentderesi Caddesi üzerinde bulunan alan “Dolmuş Durakları ve Otopark” olarak düzenlenmiştir (27). Kamulaştırma işlemleri tamamlanmış ve dolmuş duraklarının nakli alan düzeltildikten ancak yaklaşık iki yıl sonra gerçekleştirilebilmiştir (Şekil 13).



Şekil 13. HACIBAYRAM VE HÜKÜMET MEYDANI İLE ÇEVRESİ ULAŞIM ŞEMASI (ODTÜ PROJE GRUBU)


Hacı Bayram Camii ve Ogüst Mabedi’ nin bulunduğu, 1989 yılı öncesi otopark ve dolmuş durağı olarak kullanılan meydan ile yolu içeren kısmın 1/ 500 Ölçekli Çevre Düzenleme Projeleri “Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzenleme Yarışması” sonucunda elde edilmiştir (28) (Şekil 14). Yarışmada birinciliği kazanan Prof. Dr. Raci BADEMLİ başkanlığındaki ODTÜ Proje Ekibi ile yapılan sözleşme gereğince öncelikle bu kesimin detaylı projeleri yapılmış ve uygulanmıştır.



Şekil 14. ULUS TARİHİ KENT MERKEZİ (I. ÖDÜL)

5.2.3. Hacı Bayram Camii Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulamada
Karşılaşılan Sorunlar ve Geliştirilen Çözümler

ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve Şehir ve Bölge Planlama Bölümü tarafından oluşturulan Proje Grubu, özel bir çalışma mekanı oluşturarak Hacı Bayram Camii Çevre Düzenleme Projesi’ni (1 / 200 ve daha büyük ölçeklerde detay projelerini) hazırlamıştır (Şekil 15). Hacı Bayram Projesi; “Ulus Koruma - Islah İmar Planı’ nın öngördüğü süreçler içerisinde, Koruma Kurulu, İlçe Belediyesi, Büyük Şehir Belediyesi ve ODTÜ’ nün oluşturduğu bir ortak kurumsal denetim mekanizması içerisinde 8 defa çizilmiş, tartışılmış ve çeşitli seçenekler oluşturulmuştur.




Şekil 15. HACIBAYRAM MEYDANI DÜZENLEME PROJESİ (ODTÜ PROJE GRUBU)


Proje’ de, teknik konuların yanı sıra, konunun “ toplumsal boyutlarına da dikkat edilmesi gerektiği ” yerel yönetimin en üst kademesindekiler tarafından önemle altı çizilmektedir (29). Hacı Bayram Projesi, yalnızca bir mekan düzenlemesi olarak ele alınmamıştır. Burada yaşamakta olan insanlar, burayla ilgili tüm kararlara bir mekanizma çerçevesinde katılmışlardır. Bu alanda yaratılan değerin nasıl paylaşılacağına ilişkin bir mekanizma, “Hacı Bayram Karar Kurulu” denilen bir örgütlenme oluşturulmuştur.
Proje‘ nin uygulanmasında, Ankara Büyük Şehir Belediyesi “Proje Demokrasisi” adı verilen bir sistem uygulamaya koymuştur.
Bu sistemde; Hacı Bayram Projesi ile ilgili olarak alınan her türlü karar, mekan düzenlemesinde, kaynakların kullanılmasına kadar, mutlaka o projenin muhatabı olan insanların da katıldığı bir kurul tarafından alınmış ve bu kurulun gözetimi ve denetiminde uygulanmıştır (Şekil 16).
Bankalardan, çeşitli finansman kuruluşlarına kadar bir takım kuruluşların bu proje ile ilgilenmeleri ve ona destek vermeleri, ancak böyle bir değer paylaşım sistemiyle olanaklı olabilecektir (30).



Şekil 16. HACI BAYRAM MEYDANI : DÜZENLEME SONRASI VE ÖNCESİ

Buna benzer sistemler yaratılarak, kişilerin işin içine girmeleri sağlanırsa ve orada yaratılacak projeden değer elde edeceklerini ve o değeri hakça paylaşacaklarını bilirlerse; kültür politikalarının yanı sıra koruma politikalarında da “Demokratikleşme” sağlanmış olacağı belirtilmektedir. 1990' lı yıllarda Ankara Metropol Yönetiminin en yetkili kişisine göre koruma politikalarının önemi, sadece tarihsel değerlere sahip çıkılması değildir.
Koruma Politikaları, kentlerde “Hemşehrilik Bilinci” nin yaratılması açısından da çok önem taşımaktadır. Korunan yerler, korunma durumunda olan yerler aynı zamanda o kentte yaşayan insanlar için anı odaklarıdır. Ankara gibi insanların neredeyse tümünün başka yerlerden geldiği kentlerde, ortak anı odaklarının korunması yaşamsal önem taşımaktadır.
Kentlilik bilinci kuşaktan kuşağa ancak, “anı noktalarının korunmasıyla” geçebilecektir. Ankaralıların ortak anı noktaları, alanları, meydanları kaybolmuş durumdadır. “Bu kentte hemşehrilik bilincini nasıl geliştireceğiz?” şeklinde bir soru sormaktadır.

Ulus Tarihi Kent Merkezi' nde, yarışma sonrası belirlenen 27 proje paketi içinden birinin, ”Hacı Bayram Projesi” nin seçilmesinin “ politik bir seçme ” olduğu da, Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanı tarafından açıklanmaktadır. Uygulamada asıl sorunun, “...otopark mafyası ile, kiracı ve mülk sahibi ile, deliler mafyası ile, cenaze töreniyle, Ogüst Mabedi’nin sorunsalıyla, yaşayan insanlarla, müftülerle, Kültür Bakanlığı yetkilileriyle ve Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar varan bir sürü politik güçle uzlaşma sağlamak....” olduğunu vurgulamaktadır (31).
Oluşturulan “Hacı Bayram Karar Kurulu” nda yer alan kişi ve kuruluşlar şunlardır:

YÖNETİM:
Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı
Altındağ Belediye Başkanı

SEKRETERYA:
• İmar Dairesi Başkanlığı

1. Özel Kişi ve Kuruluşlar İle Sivil Toplum Örgütlerinin Temsilcileri:
-Mülk sahipleri,
-Esnaf derneklerinin temsilcileri,
-Dini işlerle ilgili kuruluşların temsilcileri,
-Kiracıları temsil eden kişiler,
. Büyük Şehir Belediyesi temsilcileri:
-Emlak Dairesi Başkanı, -Fen İşleri Dairesi Başkanı,
-Hukuk, -Maliye, -İstimlak Müdürlükleri.

Yapmak ve uygulamak, İmar, Fen İşleri, Emlak ve Hukuk Dairesi arasında yatay koordinasyon gerektirmektedir. Belediye' nin örgütlenmesi ise dikey bir örgütlenmedir.
Hacı Bayram Camii Meydan Düzenlemesi' nde uygulanan strateji; başlangıçta, kamulaştırma olmadan bir şey inşa emek ve daha sonra burada yaratılan değeri vererek, bir takım başka değerleri Belediye mülkiyetine geçirerek ve inşa ederek, bir tür “doldur boşalt” yöntemi uygulamak olmuştur (32). Bu yöntem de tarihsel çevrelerdeki çevre düzenleme uygulamaları için önemli ipuçları vermektedir.

Hacı Bayram Projesi ile ilgili olarak, Kamu Kurumları yani Kültür Bakanlığı ile Ankara Büyük Şehir Belediyesi mahkemelik olmuştur. Uygulama esnasında denetimsiz kazı yapıldığı için Belediye mahkemeye verilmiştir. Bütün bunlara rağmen uygulama sürmüş ve 1993 yılında tamamlanmıştır.

1983 yılında başlayan çevre düzenleme çalışmalarının, 1986 yılında yarışma ile uygulamaya doğru yönlendirildiği ve 1993 yılında tamamlandığı görülmektedir. 10 yılı aşkın süren bu süreç izlendiğinde kamunun etkin olarak proje ve uygulama yapmasındaki sıkıntıları görülmektedir.

Bu sorunlar şu şekilde özetlenebilir:

1-Yerel Yönetimlerin teknik ve parasal açıdan yetersiz olması, bilgi ve
deneyim birikiminin bulunmaması,
2-Yerel Yönetimlerin kendileri ve merkezi yönetimle olan ilişkilerinde
iletişim ve eşgüdüm eksikleri, bürokratik engeller,
3-Yerel Yönetimin uygulama alanında yaşayan halkın planlama ve
uygulamaya olumlu katkı ve katılımlarını sağlamda yaşadığı zorluklar
ve yetersizlikler,
4-Yasal ve yönetsel çerçevede bulunan yetki kargaşası.

Hacı Bayram Camisi Koruma Amaçlı Planlama Çalışmaları ve Meydan Düzenleme örgütlenmesi, sürdürülebilir kalkınma için tarihsel çevre korunması politikaları için önemli ipuçları vermektedir. Bu nedenle de zaman içinde daha detaylı olarak irdelenmesi gereklidir.

I. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI


1 JANSEN, H., 1937, “ Ankara İmar Planı ”, Plan Raporu, Alaeddin
Kıral Basımevi, İst., s. 6.
2 24 Mart 1925 Gün, 583 Sayılı Yasa.
3 “ Ankara Kalesi Koruma Geliştirme Projesi, Tespit, Değerlendirme, Ön Kararlar ”, 1980. T.C. Kültür Ve Turizm Bak. , O.D.T.Ü. Restorasyon Bölümü, s. 67.
4 “ Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzenleme Yarışması ” Yarışma Şartnamesi, 1986, Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanlığı, s.33.
5 KELEŞ, R. 1971, “ Eski Ankara’da Bir Şehir Tipolojisi ”, S. B. F. Yay. s.164.
6 Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’ nun
( G.E.E.A.K.), 14.10.1972 gün ve 6691 Sayılı Kararı
7 “ Ankara Eski Kent Dokusu Koruma ve Değerlendirme Projesi ” Proje Raporu, 1979, Hazırlayan; Beşbaş, N., Güneş, A., Özcan, Z., Tayla, L., Tırpan, A.
8 y.a.g.e., s.2.
9 Hasırcılar - Denizciler Caddesi bağlantısının açılması esnasında 5
tescilli yapı kamulaştırılmış ve yıkılmıştır.
10 751710 no’ lu plan, Ankara Büyük Şehir Belediye Meclisi‘ nin
14.11.1985 Gün ve 383 Sayılı Kararı ile onaylanmıştır.
11 Eski Hamam ( Eynebey Hamamı) 268 Envanter No‘ lu Anıtsal I. Derece korunacak yapıdır.
12 G.E.E.A.Y.K.‘ nun 12 . 4 . 1980 gün ve A - 2167 Sayılı Kararı.
13 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası, Madde 17.
14 G.E.E.A.Y.K‘ nun 12. 4. 1980 gün ve A - 2167 Sayılı Kararı.
15 Plan kargaşasına bir örnek: Hacı Bayram çevresinde, I. Derece Kentsel Sit Alanı içinde kalan 5185 Ada, üç kez plan değişikliğine uğramıştır.
16 “ Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Yönetmeliği ” , Madde 90 / 2 ,
s.98 . , Ank . 1986 .
17 Bkz . Ankara Şehir İmar Müdürlüğü 1928 - 1984, Kuruluşunun 56. Yıldönümü
Anısı Olarak Hazırlanan Albüm. Bir yıl sonra Büyük Şehir
Belediyesine bağlanan AŞİM‘ in özerk yapısı ortadan kalkmıştır.
18 “ Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma Geliştirme Planlama
Faaliyetleri ”, Toplantı Tutanakları ( Yayınlanmamış Teksir ) ,
AŞİM., 1983.
19 TUNÇER, M., “ Ankara Tarihi Kent Dokusu Nasıl Korunuyor ? Ne Yapılabilir ? ”, PLANLAMA Dergisi, Sayı 90 / 3-4.
20 “ Hacı Bayram II. Çevre Koruma İmar Planı Raporu ”, AŞİM - ODTÜ, 1983 Ank. s. 8. Aynı temizleme ve yıkım işlemi “I. Derece
Kentsel Sit Alanı” olmasına rağmen bugün de yapılmak
istenmektedir.
21 51300 No’lu Plan ve Cetvelleri, İmar ve İskan Bakanlığı’nın 13.6.1963
gün ve Pl. İmar Um. Md. Şehircilik Dairesi Başkanlığının
060132009-4120 sayılı yazısı ile uygun bulunmuştur.
22 1 / 500 Ölçekli 63016 No’lu Etüd, İmar İdaresi Heyeti’nin 06.06.1972
Tarih / 386 Sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.
23 1 / 500 Ölçekli 69600 / 1-2 No’lu Kesin Parselasyon Planı, İmar İdaresi Heyeti’nin 04.05.1976 Tarih / 487 Sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.
24 G.E.E.A.Y.K.‘ nun 12.4.1980 gün / A - 2167 Sayılı kararı.
25 Bu alanda, koruma amaçlı bir planın hazırlanması amacıyla, O.D.T.Ü. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ve Şehir Koruma Programı Yüksek Lisans
öğrencileri ile AŞİM elemanları uygulamaya yönelik bir çalışma yapmışlardır. Bu plan, T.K.T.V.Y.K. ‘ nun 03.09.1985 Gün / 1378 Sayılı Kararı ile uygun
bulunmuştur. " Hacı Bayram II . Çevre Koruma İmar Planı ” ve “ Uygulama
Koşulları ” için Bkz. Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzeni
Yarışması Şartnamesi, Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar
Dairesi Başkanlığı, 1986 s.72 ve s.88.
26 TUNÇER, M., 1987. “ Hacı Bayram Çevre Düzenlemesi ”,
“ Türk Vakıf Medeniyeti Çerçevesinde Hacı Bayram-ı Veli ve Dönemi Semineri ”, 2-3 Aralık 1986. Seminer Bildirisi. IV. Vakıf Haftası,
Vakıflar Gn. Md. Yay. Ank. s.205.
27 16126 Ada 1 Sayılı Parsel ile 8782 Ada 14 Sayılı parseller
düzenlenmiştir.
28 Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzenleme Yarışması, 20.05.1986 Tarihinde
açılmış, 21.11.1986 tarihinde sonuçlanmıştır.
29 KARAYALÇIN, M. “ Koruyucu Kent Yenilemesi ve Yerel Yönetimler, 13-14
Aralık 1991, Türk-Alman Semineri, Açılış Konuşmaları,TMMOB Mimarlar Odası, Ankara Şb. Yay. , s. 14.
30 KARAYALÇIN, M. , 1991, y.a.g.e. , s.14.
31 BADEMLİ, R. , “ Koruyucu Kent Yenilemesi ve Yerel Yönetimler ”, 13-14 Aralık 1991, Türk-Alman Semineri, Bildiriler, TMMOB
Mimarlar Odası, Ankara Şb. Yay. , s.22.
32 BADEMLİ, R. , 1991, y.a.g.e. , s.23.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri : Mehmet Tunçer Sunumu (18.10.2024)

  "1957 Ankara Seli ve Ankara'nın Dereleri" ‼️ 11 Eylül 1957 tarihinde Hatip Çayı (Bent Deresi) taşkınının yol açtığı sel, Ank...