9 Ekim 2023 Pazartesi

GORDION ‘DAN SONRA ANKARA’DA UNESCO DÜNYA MİRASI OLABİLECEK ANITSAL KÜLTÜR VARLIKLARI (Ekim 2023)

 

GORDİON ‘DAN SONRA ANKARA’DA UNESCO DÜNYA MİRASI OLABİLECEK ANITSAL KÜLTÜR VARLIKLARI

Prof. Dr. Mehmet Tunçer 

"...memleketimizin hemen her tarafında emsalsiz defineler halinde yatmakta olan kadim medeniyet eserlerinin ileride tarafımızdan ilmi bir surette muhafaza ve tasniflerinin ve geçen devirlerin sürekli ihmali yüzünden pek harap bir hale gelmiş abidelerin muhafazaları için müze müdürlüklerinde ve hafriyat işlerinde kullanılmak üzere arkeoloji mütehassıslarına kat'i lüzum vardır."

Gazi Mustafa Kemal Atatürk
19 Şubat 1931, Konya
(Konya'da Karatay Medresesi'ne yaptığı ziyaret sonrasında dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye çektiği telgraftan bir bölüm.)


Ankara’nın Polatlı ilçesinde yer alan Friglerin başkenti Gordion Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedildi!

(Kaynak : Wikimedia Commons)

2012 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde olan Gordion Antik Kenti’nin kalıcı listeye alınması için uzun süredir hazırlıklar yapılıyordu. Bu süreçte Gordion’da incelemeler yapıldı ve ilgili tüm dosya hazırlıkları tamamlanarak UNESCO’ya teslim edildi.

16-20 Eylül tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde yapılan UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin toplantısında Gordion Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Mirası Asıl Listesi’ne alınmasına karar verildi. (https://arkeofili.com/gordion-antik-kenti-unesco-dunya-mirasi-kalici-listesine-girdi/)

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1972 tarihli konferansı ile dünya kültürel mirasının korunmasına ilişkin önem arz eden Dünya Kültür ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşme ile miras kavramını gündeme getirmiştir. Kültürel miras tüm dünya devletlerince evrensel bir değer kabul edilerek, bu mirasın korunabilmesi konusunda ortak çalışmalar yürütülmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Bu bağlamda Dünya Miras Listesi hazırlanması ve korumaya değer alanların belirlenerek listeye alınması, listedeki alanların Komisyon tarafından belirlenen kriterler ile tanımlanan üstün evrensel değer, bütünlük ve özgünlük ilkeleri ile desteklenmesi ve Alan Yönetim Planları’nın olması beklenmektedir.

Aslında her biri çok önemli arkeolojik alan Ankara'daki Roma Hamamı, Augustus (Ogüst) Tapınağı,  Bendderesi’ndeki Roma Tiyatrosu üzerinde heybetle yükselen Ankara Kalesi ve hatta Julianus Sütunu, Roma Yolu her biri bütüncül, ya da ayrı ayrı çalışılarak, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girebilecek çok önemli arkeolojik yapı ve arkeolojik katmanlardır. 

ROMA DÖNEMİNDE ANKYRA ŞEHİR PLANI (Kaynak: Kadıoğlu, M.,vd. 2011)



Kültürel miras, geçmiş nesillerin bir emaneti olarak algılanıp, gelecek nesillere bozulmadan iletilebilir ise korunarak yaşatılabilir. UNESCO, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesinde (1972) kültürel mirasların, baskı altında olduğuna ve yok olmalarının tüm dünya milletlerini ilgilendirdiğine vurgu yapılmıştır. Böylece, dünya mirası kavramı evrensel boyut kazanmakta ve dünya mirasları, siyasi sınırlar dikkate alınmadan, insanlığa ait evrensel değerler olarak ele alınmaktadır. Evrensel niteliklere sahip kültürel miras, insanlığın farklı dönemlerdeki deneyimlerini ortaya koymaktadır. Bu yaratıcılık eserleri, sadece bir ülkeye veya millete ait kabul edilemeyeceği için evrensel bir dünya mirası olarak kabul edilmektedir.

I. UNESCO DÜNYA MİRASI ADAYI ANKARA KALESİ

Ankara’mızın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne en önemli adaylarından biri içinde barındırdığı yaşayan Osmanlı Dönemi geleneksel dokusu ve evleri ile Ankara Kalesi olmalıdır. Binlerce yıllık geçmişe sahip Ankara Kalesi’nin tarihsel, arkeolojik ve kültürel değerlerini bünyesinde barındırdığı bilinmektedir. Bu kesimlerinin planlı ve programlı bir uygulama ile korunması ve geliştirilmesi, vakit geçirmeden onarılması gerekmektedir. Bu gereklilik Atatürk Cumhuriyeti’nin Başkenti olan Ankara’da yaratılan çağdaş ve modern şehir olgusunu bütünleyecek olan kültürel mirasın geleceğe bir bütün olarak aktarılması amacına yöneliktir.

Ancyra, Enkür, Angora ve nihayet 20 yy.da Ankara Şehri binlerce yıllık bir kültürel sürekliliğin ve uygarlıkların bir karışımı, bir sentezi olmalıdır. Geçmiş kültür değerlerinden, şehir dokusundan mimarlık ürünlerinden, arkeolojik değerlerden, sanat eserlerinden esinlenerek, yararlanarak, onları koruyup geliştirerek daha ileri, daha çağdaş ve daha yaşanabilir bir çevre, bir şehir ve bir kültür oluşturulabilir.

 

 “…..Duvar boyunca doğuya doğru gidildiğinde çıkıntıdaki çift kuleye, surun üzerine çıkıldığında ise Bizanslılara ait gizli bir kapıya ve üst yerleşim bölgesine götüren 14 basamaklı merdivene ulaşılır; 2,20 m. kalınlığı ile duvar, kırılmış büyük tuğla parçalı, Bizans dönemi harcı ile bağlanmış, iç taş dolgusunu gösterir….”(Mamboury, E.,  1934, S. 194)

ANKARA KALESİ SURLARI VE DOKUSU (Mamboury, E., 1934)

 

“Kaleiçi Tarihi Kentsel Sit Alanı”, Jansen planından bu yana “Protokol Alanı” sınırlaması ile ticari merkezin baskısından uzakta olması ve herhangi bir planlama ile şuyulandırma (parsel birleştirme) yapılmamış bulunması nedeniyle bütünüyle korunmaya aday şehir parçası olarak görülmektedir.

 

 “Kale bir harabe yığını olarak istifade veya büyük masrafalar ihtiyar ile gelecek nesiller için muhafaza edilecek, gerek kültürel ve gerekse siyasi olsun milli hayatın merkezine temel teşkil edecektir. / Böyle bir inşaatla Türkiye mevcut asarı hasebiyle (Roma’da Kapitol, Pergamon’daki Kasır vs. gibi) herkesçe takdir edilen memleketler meydanında girecektir. Kalenin burçlarından her biri bir Türk şehri tarafında inşa edilip, o şehrin ismi ile tesmiye edilmesi tarzı ile bunların imarı da varidi hatırdır. / Ankara şehri için başka bir merkez intihap etmek mümkün değildir.” Hermann Jansen, 1937.l

Ancak, 1970’lere kadar yapılan koruma daha çok yasaklayıcı, engelleyici ve pasif bir koruma olduğundan, Kaleiçi konutları da, bugün bakımsız, yoğun kullanımlı, eklenti ve bölünmelerle fiziki durumu kötü, mimari ve estetik değerleri yok olma yoluna girmiş yapılardır.

Hâlbuki Kaleiçi’ndeki yapı stoğu da, sürdürülebilir bir kalkınma için turizm, ticaret, kültür, konut, vb. kullanımları üstlenerek geliştirilebilecektir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi “İç Kale 1 ve 2. Etaplar Sokak Sağlıklaştırma Projesi”  (2020-21)                                       

Kültür Ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı, Kaleiçi’nde Güvenliği Sağlamaya Yönelik korkuluk montajı ve ışıklandırma projesinin ardından “İçkale 1. Etap Sokak Sağlıklaştırma Projesi” kapsamında tarihi evlerin bulunduğu sokakların restorasyonu için aslına uygun bir proje hazırladı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı, Ankara Kalesi İçhisar mevkiindeki 91 binanın turizme kazandırılması için “İçkale 1. Etap Sokak Sağlıklaştırma Projesi”ni hayata geçirecek. Bu uygulamalar Cumhuriyet’in başından bu yana İç Kale’de en kapsamlı onarım çalışmaları olacaktır (Haziran 2020).

İhalesi gerçekleştirilen birinci etap restorasyon çalışmalarına kısa süre içinde başlanması planlanırken kalenin tarihi dokusu muhafaza edilecek.




ANKARA KALESİ (İÇ KALE) 1 VE 2. ETAPLAR SOKAK SAĞLIKLAŞTIRMA PROJESİ (Kaynak : Ankara BŞB KTV Dairesi )


İçhisar mevkiinde bulunan bina ve yapılarda restorasyon çalışmalarına ağırlık vereceklerini söyleyen ve Ankara Kalesi’nin iki bin yıllık bir geçmişi olduğuna dikkat çeken Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, “Sokak Sağlıklaştırma” projesine ilişkin şu detayları paylaştı:

“Geçmişten bizlere kalan tarihi, kültürel ve mimarı bir yapı olan Ankara Kalesi’ni korumak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevi. İç kale kısmında çalışmalarımızı üç etaba ayırdık. Şu an birinci etabın ihalesini yaptık. 91 binanın restorasyon çalışmaları çok kısa zaman içerisinde başlayacak. Temel amacımız tarih ve özgün mimari varlıkları ortadan kaldırmak değil, özgün yapısına sadık kalarak yapıları korumak ve yaşatmak. Ankara Kalesi için aydınlatma projemiz de kuruldan geçti ve ihale çalışmaları tamamlanmak üzere. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş’ın bu konudaki hassasiyetini Beypazarı’ndan dolayı herkes biliyor. Bu anlayışla başlayacağımız restorasyon çalışmalarında Ankara’nın turizm potansiyeline de katkı sağlaması için ciddi çaba sarf ediyoruz.”

ANKARA KALESİ (İÇ KALE) 1., 2. ve 3.  ETAPLAR SOKAK SAĞLIKLAŞTIRMA PROJESİ (Kaynak: Ankara BŞB, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi)

Dış Kale bölgesinde 57 adedi tescilli olmak üzere 91 yapı sokak sağlıklaştırması ile restore edilmiştir. İç kale 1 etap bölgesinde sokak sağlıklaştırma projeleri koruma bölge kurulunca onaylanmıştır. Bu kapsamda 37 tanesi tescilli olmak üzere 58 parseldeki 73 yapı restore edilecektir.

İç kale 2 etap bölgesinde sokak sağlıklaştırma kapsamında ele alınarak 34 adet parsel; 29 tescilli 44 tescilsiz; toplam 73 yapı restore edilmek üzere çalışmalar yürütülmektedir.

 

HACI BAYRAM CAMİİ VE AUGUSTUS MABEDİ GRAVÜRÜ

Fransız gezgin Félix Marie Charles Texier’in (1802-1871)1833 yılında Paris’te yayınladığı L’Asie Mineure (Küçük Asya) adlı eserinde yer alan ve Fransız sanatçı Gustave Achille Guillaumet’e (1840-1887) ait gravür. (Kaynak : https://lcivelekoglu.blogspot.com/2020/01/eski-bir-ankara-fotografnn-izinde-az.html Erişim: 28.09.2021)

II. UNESCO DÜNYA MİRASI ADAYI HACIBAYRAM CAMİSİ VE AUGUSTUS TAPINAĞI

Augustus - Hacıbayram birlikteliği 2016 Yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş ve yakın gelecekte UNESCO Dünya Mirası Adayıdır. UNESCO, bütün insanlığın ortak mirası kabul ettiği kültürel ve doğal sitleri tanıtmak ve toplumda bu mirasa sahip çıkacak bir bilinç oluşturmak amacıyla, dünyadaki kültürel ve doğal miras alanlarını, bir prosedür çerçevesinde belirlemekte ve buraları ‘Dünya Mirası’ ilan ederek gelecek nesillere aktarılmak üzere sorumluluğu ev sahibi ülkelere vermektedir.

Ankara'daki Hacı Bayram Camisi'ne bitişik olan Augustus Tapınağı adıyla tanıdığımız tapınağın duvarlarına kazınmış olan "Monumentum Ancyranum", şimdiye dek bulunan Latince yazıtların en uzunu, en önemlisi ve en ilgi çekenidir. Bu Mabed Roma san’at –ı mimarisinin bir şahaseridir. O zaman İtalya’da inşa edilmiş olan mebaniye san’at nokta-i nazarından kat kat tefavvuk etmektedir. Bu mabed, sanat’ın inceliği, malzemesinin mebzulliyeti ve bilhassa o kadar bozulmamış olan kitabeleriyle nadir ve yüksek bir eser-i san’attır. Fihakika hala kapılarını  muhafaza etmiş dört Roma mabedi mevcuttur. Bunların birincisi Ankara Mabedi’dir. Diğer ikisi İtalya’da ve dördüncüsü de Baalbek’tedir.  Bu Ankara Mabedi tarih-i inşasına dair bir kayda malik olması suretiyle de temeyyüz etmektedir. Zira Goluva prensleri tarafından hıristiyanlığın ilk senelerinde inşasına başlanılmış ve onuncu senesi ikmal edilerek Ogüst’e ve Roma’ya ithaf edilmiştir. Harici duvarlardaki kitabeler bilahare ve ağleb-i ihtimal olarak kablelmilad 18 ve 20 seneleri zarfında hakk edilmiştir.   


RES GESTAE DİVİ AUGUSTİ (THE DEEDS OF DİVİNE AUGUSTUS) FROM MONUMENTUM ANCYRANUM  (Kaynak : Exploration archéologique de la Galatie et de la Bithynie, 1861 Georges Perrot, Jules Delbet, Edmond Guillaume)

 Ancak; Ankara tarihi kent merkezinin en önemli alt bölgelerinden biri olan, Hacıbayram-ı Veli Camii ve Augustus Tapınağı çevresinde sürdürülen uygulamalar, Frig Döneminden bu yana kalıntılar barındıran ve I. Derece Arkeolojik Sit olan “Hacıbayram Höyüğü” ‘nde yıkım ve tahribatlar oluşturmuştur. Augustus Tapınağı yanına tuvaletler ve fıskiyeli havuzlar yapılmıştır. Ancak bu uygulamalarla; Hacıbayram-ı Veli Camisi’nin özgün mimarisi bozulmuş, Cami ekleme ve genişletmelerle büyütülmüş, zemin altına büyük bir ilave mekân inşa edilmiştir. 2021 yılında yapılan bilimsel çalışmalar ve alınan Koruma Kurulu Kararları ile anıtlara zarar veren havuzlar kaldırılarak park düzenlemesi yapılmıştır.  UNESCO Dünya Mirası Adayı bu çok önemli yapı ikilisinin bilimsel çalışmalar yapılarak koruma altına alınması, çevredeki tahribatların önlenmesi gereklidir. Ayrıca Augustus Tapınağı’nın Roma’daki Arapacişs Sunağı benzeri bir Müze içinde korunması ve sergilenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

AUGUSTUS TAPINAĞI VE 1861 YILINDA YÜRÜTÜLEN KAZILARIN  VAZİYET PLANI. (Çizim: Georges Perrot, Edmond Guillaume, Jules Delbet, "Exploration archéologique de la Galatie et de la Bithynie, d'une partie de la Mysie, de la Phrygie, de la Cappadoce et du Pont", Firmin-Didot, 1872)

“Roma başkenti olan Ankyra, varlığının en parlak dönemini yaşamaya başlıyordu ve hiç şüphe yok ki, ovada, içinde “Roma ve Augustus” Tapınağı, pazar yeri, hipodrom, gymnasium ve hamamlar bulunan yeni Roma mahallelerini korumak için yapılan surlar, bu dönemde inşa edilmiştir.”               (Mamboury, 1935, S.66)

 

ROMA HAMAMI PLANI (Kaynak : Kadıoğlu, M.)

III. UNESCO DÜNYA MİRASI ADAYI ANKARA CARACALLA DÖNEMİ ROMA HAMAMI

Ankara’da Roma Dönemi’nden bu yana korunmuş “Caracalla Hamamı” ve “Antik Su Sistemi” UNESCO Dünya Miras Alanı olarak aday gösterilebilir ve tarih/kültür turizmi açısından çok önemlidir.  Caracalla Hamamı ve Palaestra Ankara’nın halen en iyi korunan arkeolojik sit alanıdır. Uzun yıllar batı yönünde hiçbir koruma önlemi olmayan alan, kentlilerin ilgisini çekmeyen, hatta kamusal yapıların inşası ile bir bölümü tahrip edilen ve Ankara’da yaşayanların neredeyse her gün önünden geçtiği, etrafı sarılmış ve koruma altında olan bir sit alanıdır. Ancak, hiçbir zaman bir “Arkeopark” niteliği kazanamamıştır.

Roma Hamamı, Çankırıkapı Caddesi üzerinde yer almaktadır. MS. 3. yüzyılda Septimius Severus'un oğlu Roma İmparatoru Caracalla tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yapılmıştır. Parasal desteği kentin zenginlerinden Tiberius Iulius Iustinianus sağlamıştır. Caracalla aynı tarihlerde Kalenin Sur duvarlarını da yaptırmıştır.

Bugün Roma Hamamı olarak adlandırılan bu platformun bir höyük olduğu, en üstte Roma Çağı (Kısmen Bizans ve Selçuk katları), onun altında Frig Devri yerleşmesinin kalıntıları tespit edilmiştir. M.S. 4. yüzyılda Hristiyanlığın yayılmasıyla Ankara, önemli dini merkez olmuştur. Çankırıkapı Caddesi üzerinde, her gün yanından geçenlerin farkında bile olmadığı, Ankara’lılar tarafından pek bilinmeyen, ziyaret edilmeyen Roma Dönemi yapısıdır Roma Hamamı...  UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ’ne girebilecek değerde bu yapı kompleksi,  M.S. 211-217 yıllarında, 80 x 130 m. boyunda taş ve tuğla kullanılarak yapılmış ve yapımından sonra çeşitli onarımlar görerek 10. yüzyıla kadar kullanılmıştır. 


1943 YILI ROMA HAMAMI HAFRİYATI (Kaynak: ÜLGEN, A., S.)


 ROMA CARACALLA HAMAMI ÇİZİMİ (Kaynak: MAHMUT AKOK)



[1] Tunçer, M., Eylül 2022,   “GÜZEL ŞEHİR İLKELERİ : KARDEŞ ŞEHİR ROMA –ANKARA”, 282 Sayfa, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi yayınından  yararlanılarak hazırlanmıştır.  

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MEDUSA 'NIN 35. YILI : PATARA / GELEMİŞ TOPLANTISI (29-30-Temmuz 2024)

Değerli çevreci Pamir Yılmaz ın Medusa Tesislerinin Patara’daki 35. Yılı çerçevesinde düzenlenen ve "Patara ÖÇKB ve Gelemiş KAİP" ...