GORDİON ‘DAN SONRA ANKARA’DA UNESCO DÜNYA MİRASI OLABİLECEK ANITSAL KÜLTÜR VARLIKLARI
Prof. Dr. Mehmet Tunçer
"...memleketimizin hemen her tarafında
emsalsiz defineler halinde yatmakta olan kadim medeniyet eserlerinin ileride
tarafımızdan ilmi bir surette muhafaza ve tasniflerinin ve geçen devirlerin
sürekli ihmali yüzünden pek harap bir hale gelmiş abidelerin muhafazaları için
müze müdürlüklerinde ve hafriyat işlerinde kullanılmak üzere arkeoloji
mütehassıslarına kat'i lüzum vardır."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
19 Şubat 1931, Konya
(Konya'da Karatay Medresesi'ne yaptığı ziyaret sonrasında dönemin Başbakanı
İsmet İnönü’ye çektiği telgraftan bir bölüm.)
Ankara’nın Polatlı ilçesinde yer alan Friglerin
başkenti Gordion Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedildi!
(Kaynak : Wikimedia Commons)
2012 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici
Listesi’nde olan Gordion Antik Kenti’nin kalıcı listeye alınması için uzun
süredir hazırlıklar yapılıyordu. Bu süreçte Gordion’da incelemeler yapıldı ve
ilgili tüm dosya hazırlıkları tamamlanarak UNESCO’ya teslim edildi.
16-20 Eylül tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Riyad
kentinde yapılan UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin toplantısında Gordion Antik
Kenti’nin UNESCO Dünya Mirası Asıl Listesi’ne alınmasına karar verildi. (https://arkeofili.com/gordion-antik-kenti-unesco-dunya-mirasi-kalici-listesine-girdi/)
Birleşmiş Milletler Eğitim,
Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1972 tarihli konferansı ile dünya kültürel
mirasının korunmasına ilişkin önem arz eden Dünya Kültür ve Doğal Mirasın
Korunmasına Dair Sözleşme ile miras kavramını gündeme getirmiştir. Kültürel
miras tüm dünya devletlerince evrensel bir değer kabul edilerek, bu mirasın
korunabilmesi konusunda ortak çalışmalar yürütülmesi gerekliliği
vurgulanmıştır. Bu bağlamda Dünya Miras Listesi hazırlanması ve korumaya değer
alanların belirlenerek listeye alınması, listedeki alanların Komisyon
tarafından belirlenen kriterler ile tanımlanan üstün evrensel değer, bütünlük
ve özgünlük ilkeleri ile desteklenmesi ve Alan Yönetim Planları’nın olması
beklenmektedir.
Aslında her biri çok önemli arkeolojik alan Ankara'daki Roma Hamamı, Augustus (Ogüst) Tapınağı, Bendderesi’ndeki Roma Tiyatrosu üzerinde heybetle yükselen Ankara Kalesi ve hatta Julianus Sütunu, Roma Yolu her biri bütüncül, ya da ayrı ayrı çalışılarak, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girebilecek çok önemli arkeolojik yapı ve arkeolojik katmanlardır.
ROMA
DÖNEMİNDE ANKYRA ŞEHİR PLANI (Kaynak: Kadıoğlu, M.,vd. 2011)
Kültürel miras, geçmiş
nesillerin bir emaneti olarak algılanıp, gelecek nesillere bozulmadan
iletilebilir ise korunarak yaşatılabilir. UNESCO, Dünya Kültürel ve Doğal
Mirasın Korunması Sözleşmesinde (1972) kültürel mirasların, baskı altında
olduğuna ve yok olmalarının tüm dünya milletlerini ilgilendirdiğine vurgu
yapılmıştır. Böylece, dünya mirası kavramı evrensel boyut kazanmakta ve dünya
mirasları, siyasi sınırlar dikkate alınmadan, insanlığa ait evrensel değerler
olarak ele alınmaktadır. Evrensel niteliklere sahip kültürel miras, insanlığın
farklı dönemlerdeki deneyimlerini ortaya koymaktadır. Bu yaratıcılık eserleri,
sadece bir ülkeye veya millete ait kabul edilemeyeceği için evrensel bir dünya
mirası olarak kabul edilmektedir.
I. UNESCO DÜNYA MİRASI ADAYI ANKARA KALESİ
Ankara’mızın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne en
önemli adaylarından biri içinde barındırdığı yaşayan Osmanlı Dönemi geleneksel
dokusu ve evleri ile Ankara Kalesi olmalıdır. Binlerce yıllık geçmişe sahip
Ankara Kalesi’nin tarihsel, arkeolojik ve kültürel değerlerini bünyesinde
barındırdığı bilinmektedir. Bu kesimlerinin planlı ve programlı bir uygulama
ile korunması ve geliştirilmesi, vakit geçirmeden onarılması gerekmektedir. Bu
gereklilik Atatürk Cumhuriyeti’nin Başkenti olan Ankara’da yaratılan çağdaş ve
modern şehir olgusunu bütünleyecek olan kültürel mirasın geleceğe bir bütün
olarak aktarılması amacına yöneliktir.
Ancyra, Enkür, Angora ve nihayet 20 yy.da
Ankara Şehri binlerce yıllık bir kültürel sürekliliğin ve uygarlıkların bir
karışımı, bir sentezi olmalıdır. Geçmiş kültür değerlerinden, şehir dokusundan
mimarlık ürünlerinden, arkeolojik değerlerden, sanat eserlerinden esinlenerek,
yararlanarak, onları koruyup geliştirerek daha ileri, daha çağdaş ve daha
yaşanabilir bir çevre, bir şehir ve bir kültür oluşturulabilir.
“…..Duvar boyunca doğuya doğru gidildiğinde
çıkıntıdaki çift kuleye, surun üzerine çıkıldığında ise Bizanslılara ait gizli
bir kapıya ve üst yerleşim bölgesine götüren 14 basamaklı merdivene ulaşılır;
2,20 m. kalınlığı ile duvar, kırılmış büyük tuğla parçalı, Bizans dönemi harcı
ile bağlanmış, iç taş dolgusunu gösterir….”(Mamboury, E., 1934, S. 194)
ANKARA KALESİ SURLARI VE DOKUSU (Mamboury, E., 1934)
“Kaleiçi
Tarihi Kentsel Sit Alanı”, Jansen planından bu yana “Protokol Alanı”
sınırlaması ile ticari merkezin baskısından uzakta olması ve herhangi bir
planlama ile şuyulandırma (parsel birleştirme) yapılmamış bulunması nedeniyle
bütünüyle korunmaya aday şehir parçası olarak görülmektedir.
“Kale bir harabe yığını olarak istifade veya
büyük masrafalar ihtiyar ile gelecek nesiller için muhafaza edilecek, gerek
kültürel ve gerekse siyasi olsun milli hayatın merkezine temel teşkil
edecektir. / Böyle bir inşaatla Türkiye mevcut asarı hasebiyle (Roma’da Kapitol,
Pergamon’daki Kasır vs. gibi) herkesçe takdir edilen memleketler meydanında
girecektir. Kalenin burçlarından her biri bir Türk şehri tarafında inşa edilip,
o şehrin ismi ile tesmiye edilmesi tarzı ile bunların imarı da varidi hatırdır.
/ Ankara şehri için başka bir merkez intihap etmek mümkün değildir.” Hermann
Jansen, 1937.l
Ancak, 1970’lere kadar yapılan koruma daha çok
yasaklayıcı, engelleyici ve pasif bir koruma olduğundan, Kaleiçi konutları da,
bugün bakımsız, yoğun kullanımlı, eklenti ve bölünmelerle fiziki durumu kötü,
mimari ve estetik değerleri yok olma yoluna girmiş yapılardır.
Hâlbuki Kaleiçi’ndeki yapı stoğu da,
sürdürülebilir bir kalkınma için turizm, ticaret, kültür, konut, vb.
kullanımları üstlenerek geliştirilebilecektir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi “İç
Kale 1 ve 2. Etaplar Sokak Sağlıklaştırma Projesi” (2020-21)
Kültür Ve
Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı, Kaleiçi’nde Güvenliği Sağlamaya Yönelik
korkuluk montajı ve ışıklandırma projesinin ardından “İçkale 1. Etap Sokak
Sağlıklaştırma Projesi” kapsamında tarihi evlerin bulunduğu sokakların
restorasyonu için aslına uygun bir proje hazırladı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları
Daire Başkanlığı, Ankara Kalesi İçhisar mevkiindeki 91 binanın turizme
kazandırılması için “İçkale 1. Etap Sokak Sağlıklaştırma Projesi”ni hayata
geçirecek. Bu uygulamalar Cumhuriyet’in başından bu yana İç Kale’de en kapsamlı
onarım çalışmaları olacaktır (Haziran 2020).
İhalesi
gerçekleştirilen birinci etap restorasyon çalışmalarına kısa süre içinde
başlanması planlanırken kalenin tarihi dokusu muhafaza edilecek.
İçhisar mevkiinde bulunan bina ve yapılarda restorasyon
çalışmalarına ağırlık vereceklerini söyleyen ve Ankara Kalesi’nin iki bin
yıllık bir geçmişi olduğuna dikkat çeken Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire
Başkanı Bekir Ödemiş, “Sokak Sağlıklaştırma” projesine ilişkin şu detayları paylaştı:
“Geçmişten bizlere kalan tarihi, kültürel ve mimarı bir yapı
olan Ankara Kalesi’ni korumak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevi.
İç kale kısmında çalışmalarımızı üç etaba ayırdık. Şu an birinci etabın
ihalesini yaptık. 91 binanın restorasyon çalışmaları çok kısa zaman içerisinde
başlayacak. Temel amacımız tarih ve özgün mimari varlıkları ortadan kaldırmak
değil, özgün yapısına sadık kalarak yapıları korumak ve yaşatmak. Ankara Kalesi
için aydınlatma projemiz de kuruldan geçti ve ihale çalışmaları tamamlanmak
üzere. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş’ın bu konudaki
hassasiyetini Beypazarı’ndan dolayı herkes biliyor. Bu anlayışla başlayacağımız
restorasyon çalışmalarında Ankara’nın turizm potansiyeline de katkı sağlaması
için ciddi çaba sarf ediyoruz.”
ANKARA KALESİ (İÇ KALE) 1., 2. ve 3.
ETAPLAR SOKAK SAĞLIKLAŞTIRMA PROJESİ (Kaynak: Ankara BŞB, Kültür ve
Tabiat Varlıkları Dairesi)
Dış Kale
bölgesinde 57 adedi tescilli olmak üzere 91 yapı sokak sağlıklaştırması ile
restore edilmiştir. İç kale 1 etap bölgesinde sokak sağlıklaştırma projeleri
koruma bölge kurulunca onaylanmıştır. Bu kapsamda 37 tanesi tescilli olmak
üzere 58 parseldeki 73 yapı restore edilecektir.
İç kale 2
etap bölgesinde sokak sağlıklaştırma kapsamında ele alınarak 34 adet parsel; 29
tescilli 44 tescilsiz; toplam 73 yapı restore edilmek üzere çalışmalar
yürütülmektedir.
HACI BAYRAM CAMİİ VE AUGUSTUS MABEDİ GRAVÜRÜ
Fransız
gezgin Félix Marie Charles Texier’in (1802-1871)1833 yılında Paris’te yayınladığı L’Asie Mineure (Küçük Asya) adlı eserinde yer alan ve Fransız sanatçı Gustave Achille Guillaumet’e (1840-1887) ait gravür. (Kaynak : https://lcivelekoglu.blogspot.com/2020/01/eski-bir-ankara-fotografnn-izinde-az.html Erişim: 28.09.2021)
II. UNESCO DÜNYA MİRASI ADAYI HACIBAYRAM
CAMİSİ VE AUGUSTUS TAPINAĞI
Augustus - Hacıbayram birlikteliği 2016 Yılında
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş ve yakın gelecekte UNESCO Dünya Mirası Adayıdır. UNESCO, bütün insanlığın ortak mirası
kabul ettiği kültürel ve doğal sitleri tanıtmak ve toplumda bu mirasa sahip
çıkacak bir bilinç oluşturmak amacıyla, dünyadaki kültürel ve doğal miras
alanlarını, bir prosedür çerçevesinde belirlemekte ve buraları ‘Dünya Mirası’
ilan ederek gelecek nesillere aktarılmak üzere sorumluluğu ev sahibi ülkelere
vermektedir.
Ankara'daki Hacı Bayram
Camisi'ne bitişik olan Augustus Tapınağı adıyla tanıdığımız tapınağın
duvarlarına kazınmış olan "Monumentum Ancyranum", şimdiye dek
bulunan Latince yazıtların en uzunu, en önemlisi ve en ilgi çekenidir. Bu Mabed Roma san’at –ı mimarisinin bir şahaseridir.
O zaman İtalya’da inşa edilmiş olan mebaniye san’at nokta-i nazarından kat kat
tefavvuk etmektedir. Bu mabed, sanat’ın inceliği, malzemesinin mebzulliyeti ve
bilhassa o kadar bozulmamış olan kitabeleriyle nadir ve yüksek bir eser-i
san’attır. Fihakika hala kapılarını
muhafaza etmiş dört Roma mabedi mevcuttur. Bunların birincisi Ankara
Mabedi’dir. Diğer ikisi İtalya’da ve dördüncüsü de Baalbek’tedir. Bu Ankara Mabedi tarih-i inşasına dair bir
kayda malik olması suretiyle de temeyyüz etmektedir. Zira Goluva prensleri
tarafından hıristiyanlığın ilk senelerinde inşasına başlanılmış ve onuncu
senesi ikmal edilerek Ogüst’e ve Roma’ya ithaf edilmiştir. Harici duvarlardaki
kitabeler bilahare ve ağleb-i ihtimal olarak kablelmilad 18 ve 20 seneleri
zarfında hakk edilmiştir.
RES GESTAE DİVİ AUGUSTİ (THE DEEDS OF DİVİNE
AUGUSTUS) FROM MONUMENTUM ANCYRANUM
(Kaynak : Exploration archéologique de la Galatie et de la Bithynie,
1861 Georges Perrot, Jules Delbet, Edmond Guillaume)
Ancak; Ankara tarihi kent merkezinin en önemli alt bölgelerinden biri olan, Hacıbayram-ı Veli Camii ve Augustus Tapınağı çevresinde sürdürülen uygulamalar, Frig Döneminden bu yana kalıntılar barındıran ve I. Derece Arkeolojik Sit olan “Hacıbayram Höyüğü” ‘nde yıkım ve tahribatlar oluşturmuştur. Augustus Tapınağı yanına tuvaletler ve fıskiyeli havuzlar yapılmıştır. Ancak bu uygulamalarla; Hacıbayram-ı Veli Camisi’nin özgün mimarisi bozulmuş, Cami ekleme ve genişletmelerle büyütülmüş, zemin altına büyük bir ilave mekân inşa edilmiştir. 2021 yılında yapılan bilimsel çalışmalar ve alınan Koruma Kurulu Kararları ile anıtlara zarar veren havuzlar kaldırılarak park düzenlemesi yapılmıştır. UNESCO Dünya Mirası Adayı bu çok önemli yapı ikilisinin bilimsel çalışmalar yapılarak koruma altına alınması, çevredeki tahribatların önlenmesi gereklidir. Ayrıca Augustus Tapınağı’nın Roma’daki Arapacişs Sunağı benzeri bir Müze içinde korunması ve sergilenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
AUGUSTUS
TAPINAĞI VE 1861 YILINDA YÜRÜTÜLEN KAZILARIN
VAZİYET PLANI.
(Çizim: Georges Perrot, Edmond
Guillaume, Jules Delbet, "Exploration archéologique de la Galatie et de la
Bithynie, d'une partie de la Mysie, de la Phrygie, de la Cappadoce et du
Pont", Firmin-Didot, 1872)
“Roma
başkenti olan Ankyra, varlığının en parlak dönemini yaşamaya başlıyordu ve hiç
şüphe yok ki, ovada, içinde “Roma ve Augustus” Tapınağı, pazar yeri, hipodrom,
gymnasium ve hamamlar bulunan yeni Roma mahallelerini korumak için yapılan
surlar, bu dönemde inşa edilmiştir.” (Mamboury,
1935, S.66)
ROMA HAMAMI PLANI (Kaynak : Kadıoğlu, M.)
III. UNESCO DÜNYA MİRASI ADAYI ANKARA CARACALLA DÖNEMİ ROMA HAMAMI
Ankara’da Roma
Dönemi’nden bu yana korunmuş “Caracalla Hamamı” ve “Antik Su Sistemi” UNESCO
Dünya Miras Alanı olarak aday gösterilebilir ve tarih/kültür turizmi açısından
çok önemlidir. Caracalla Hamamı ve
Palaestra Ankara’nın halen en iyi korunan arkeolojik sit alanıdır. Uzun yıllar
batı yönünde hiçbir koruma önlemi olmayan alan, kentlilerin ilgisini çekmeyen,
hatta kamusal yapıların inşası ile bir bölümü tahrip edilen ve Ankara’da
yaşayanların neredeyse her gün önünden geçtiği, etrafı sarılmış ve koruma
altında olan bir sit alanıdır. Ancak, hiçbir zaman bir “Arkeopark” niteliği
kazanamamıştır.
Roma Hamamı, Çankırıkapı Caddesi üzerinde yer
almaktadır. MS. 3. yüzyılda Septimius Severus'un oğlu Roma İmparatoru Caracalla
tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yapılmıştır. Parasal desteği kentin
zenginlerinden Tiberius Iulius Iustinianus sağlamıştır. Caracalla aynı
tarihlerde Kalenin Sur duvarlarını da yaptırmıştır.
Bugün Roma Hamamı olarak adlandırılan bu platformun bir höyük olduğu, en üstte Roma Çağı (Kısmen Bizans ve Selçuk katları), onun altında Frig Devri yerleşmesinin kalıntıları tespit edilmiştir. M.S. 4. yüzyılda Hristiyanlığın yayılmasıyla Ankara, önemli dini merkez olmuştur. Çankırıkapı Caddesi üzerinde, her gün yanından geçenlerin farkında bile olmadığı, Ankara’lılar tarafından pek bilinmeyen, ziyaret edilmeyen Roma Dönemi yapısıdır Roma Hamamı... UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ’ne girebilecek değerde bu yapı kompleksi, M.S. 211-217 yıllarında, 80 x 130 m. boyunda taş ve tuğla kullanılarak yapılmış ve yapımından sonra çeşitli onarımlar görerek 10. yüzyıla kadar kullanılmıştır.
1943 YILI ROMA HAMAMI HAFRİYATI (Kaynak: ÜLGEN,
A., S.)
ROMA CARACALLA HAMAMI ÇİZİMİ (Kaynak: MAHMUT
AKOK)
[1] Tunçer,
M., Eylül 2022, “GÜZEL ŞEHİR İLKELERİ : KARDEŞ ŞEHİR ROMA –ANKARA”, 282 Sayfa, Ankara
Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi yayınından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder