TAŞHAN
MEYDANI’NDAN ULUS’A
BALIKPAZARI
CADDESİ’NDEN ANAFARTALAR CADDESİ’NE
FROM TASHAN SQUARE TO ULUS
FROM BALIKPAZARI AVENUE TO
ANAFARTALAR AVENUE
Ali Kemal ARKUN1,
Sibel ÖZTÜRK2, Mehmet
TUNÇER3
1 (Dr.), Kassel Üniversitesi, e-mail: alikemalarkun@yahoo.com Orchid: 0000-0001-7409-9312
Guillaume Berggren’in Angora Panaroması (1893) [1]
Bu yazı : Öztürk, S., Arkun, A., K., Tunçer, M., Ağustos 2022, Kitap Bölümü: “PEYZAJ ARAŞTIRMALARI II, “Taşhan Meydanı’ndan Ulus’a Balıkpazarı Caddesi’nden Anafartalar Caddesi’ne”, Lıvre De Lyon Pub., France, tarafından yayınlandı ISBN : 9782382361757
1. Giriş
Ankara, 27 Aralık 1919 tarihinde Mustafa Kemal ve
arkadaşlarının gelişi ve binlerce Seymen tarafından karşılanışı ile Türk
milletinin tarihinde nadir görülen ve “Kızılcagün“ denilen bir yeniden
doğuş yaşamaya başlamıştır.
Bu araştırmada; Taşhan Meydanı’ndan Ulus’a, Balıkpazarı
Caddesi’nden Anafartalar Caddesi’ne dönüşüm süreci, 1916 ve 1929 büyük
yangınları ile Anafartalar Caddesi çevresinde Erken Cumhuriyet dönemindeki yapılaşmalar ele alınacaktır.
Taşhan Meydanı’ndan Ulus’a, Balıkpazarı Caddesi’nden Anafartalar’a
Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gelişim ve modernleşme olgusu özetle
anlatılacaktır.
Erken Cumhuriyet dönemi gelişmeleri Yenişehir’ in yanı sıra
Jansen in planladığı alanlarda da "planlı bir şekilde" gelişme
getirmiştir.
Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde bu gelişmeler Bankalar Caddesi,
Anafartalar Caddesi ve çevresinde olmuştur. 583 sayılı yasa ile 400 hektarlık
bir kamulaştırma yapılmış bunun 300 hektarı gerçekleştirilmiş; Lörcher Planı
ise bunun 150 hektarını kullanmıştır. Her iki planın aynı anda çıkışı
sonucunda, kimi araştırmalara göre Eski Şehir ‘ihmal edilmiş’, mülkiyet
sorunlarının çapraşıklığı, tarihi küçük parseller sorunu ve yapılaşma alanının
yüksek eğimi nedeniyle Eski Şehir alanında imar gelişimi çok yavaş olmuştur.
Cumhuriyet sonrasında; 1916 yangın alanları konut gelişimi
için önemli bir potansiyel olarak kullanılmıştır. Çağdaş ve modern mimari
örnekler (1.ulusal mimari), kuleli, neo-klasik cephe ve plan tipolojili yapılar
bu gelişmelerin karakterini oluşturmaktadır.
1929 Tahtakale ve Balıkpazarı yangını ile Ulus hali inşa
edilmiş, Anafartalar Caddesi modern bir alışveriş merkezi haline gelmiştir.
Prof. Hermann Jansen’in Ankara İmar Planları’nda Ulus yakın
çevresinde (Hacı Bayram, 1929 Yangın yeri, Hacıdoğan Mahallesi vd.) olduğu gibi
Yangın Bölgesi’nde mahalle ölçeğinde “Bahçe Şehir” ve yapı bazında kentsel
tasarım ve mimari projeler yapılarak alan geliştirilmiştir.
Hızla imara olanak vermeyen yürürlükteki 1298 sayılı Ebniye
Yasası kaldırılmış ve 16 Şubat 1924’te 417 sayılı Ankara Şehremaneti Kanunu ile
Ankara Şehremaneti kurulmuştur.
1924-1925 tarihli olan Lörcher Planı, yalnız Kızılay
bölgesinin imara açılmasını sağlamamış, Ankara’da kendisinden sonra gelen bütün
planlama çalışmalarını yönlendirmiştir.
2. Araştırma Alanın Değişimi Ve Dönüşümü
2.1. 1920’lerde Ankara
Ancyra, Enkür, Angora ve nihayet 20
yüzyıl başlarında Ankara, binlerce yıllık bir kültürel sürekliliğin ve çeşitli
medeniyetlerin bir karışımı, bir senteziydi.
Ancak, belki de 80 yıldan uzun süren bir ekonomik çöküş, şehrin
neredeyse 1/4 ’ünün yok olmasına neden olan yangınlar, iç çatışmalar, kıtlıklar
ve bunların getirdiği yoksulluk, Ankara’nın (Angora) gravürlerdeki o heybetli
görünümünden pek fazla eser bırakmamıştı (Tuncer, 2020).
"Sof"[2] üretimi, iklim özelliklerinin Angora keçisi üzerindeki olumlu etkileri, dolayısıyla tiftiğinin yüksek kalitesi gibi etmenlerle şehri belirleyen başlıca üretimlerden biri olarak yüzyıllarca devam etmişti. Angora, 1850’lere kadar bölgenin üretim ve ticaret merkezi niteliğini korumuştu. Bunda en önemli pay da geleneksel tiftik üretimi ve tiftikten yapılan şal ve sof gibi çeşitli dokumalardı (Şekil 1.). 17. Yüzyıla kadar Angora’da “sof” üreten 1000 kadar tezgâh olduğu, bu özelliği ile Angora’nın o dönemlerin en önemli ticaret merkezi olduğu bilinmektedir.
2.2. Yangınlar İle Yok Olan Angora
Bu bölgenin büyük bir kısmı 1881 ve 1916 yangınlarında yok
olmuştur (Şekil 4). Uzunçarşı'nın Çıkrıkçılar Yokuşu ile Saraçlar Çarşısı’nın
bir bölümü ile Bedesten ile Hanların harap, terk edilmiş ve kullanılamaz halde
olduğu bilinmektedir (Şekil 5.).
“..Ankara’nın
yolları ne kadar dar ve ne kadar ivicaclı (=kıvvrımlı) idi. .. Bazen karşı
karşıya el uzatılacak kadar sık cumbalar vardı ki altı hiç güneş göremediğinden
rutubeti o sıcağa rağmen o sıcağa rağmen temmuzda bile kurumazdı. Sonra evle
hep ahşap ve bahçesizdi. Daha sonrası şehirde su hiç yoktu; yer testisine beş
kuruş vererek yalvara yakara tedarik edebilir ve ancak yüzümüzü yıkayabilirdik.
Yanıyordu; hışırdıya hışırdıya, uzana ilerleye, yuta yaka müdhiş bir kudretli,
bir solukla (?) yanıyordu. Sanki her evin altında bir ayrı körük işleyerek
ateşi üflüyor, şiddetini arttırıyordu. Buna karşı civar halkı eşyasını
kurtarmakla uğraşıyor ve bizim gibi uzak semttekiler de seyr ile iktifa
ediyordu. Zaten ahalinin ahalinin çoğu bu mevsimde bağlara taşınmıştı. Öyle
konaklar yandı ki kapısını açmaya bile vakit bulunamadı. Ankara’nın bu
yangınından önceki halini bilmeyenler zannedebilirler ki yanan evler ufacık
damlardan ve eşya ise döküntü şeylerden ibarettir. Öyle değildi; mermer
merdivenli yirmi odalı konaklar, kuyruklu piyanolar, giranbaha (=kıymetli)
halılar ve billur avizeler yanıyordu..” (Esin, T. ve Etöz,
Şekil 4. 1916 büyük yangınında yanan Kale ve çevresi (Hisarpark) (1930 Hava Fotoğrafında Analiz: Tunçer, M.)
2.3 Demiryolu, İstasyon Caddesi Ve Taşhan Çevresi Karaoğlan
Çarşısı
Yeni bir ulaşım aracı olan demiryolu, insanları ve ticari
malları İstanbul’a kolay, hızlı ve konforlu bir şekilde ulaştırıyor, atlarla ve
develerle yapılan ve yaklaşık 1 haftalık zorlu kervan yolculuğunu önce 2 güne,
daha sonra da 1 güne indiriyordu. Demiryolunun varlığı, Ankara’nın Kurtuluş
Savaşı esnasında bir komuta merkezi olmasında, mücadele sonrasında da “Başkent”
ilanında önemli bir faktördür.
Taşhan Meydanı’nın, (sonraları Hakimiyet-i Milliye (Ulus)
Meydanı) önemli yapılarından olan Taşhan, Keskin Kaymakamı İsmail Hakkı Bey
tarafından 1888 yılında inşa edilmişti
(Şekil 6). Taşhan’ın duvarına Ankara
İstasyonu’nda inen yolcuların şehre ulaştıklarında dikkatlerine çekecek üzere ‘’Hotel d’Angora’’ yazısı yazıldı.
Daha önceki yıllarda şehirden gelip geçenlerin hayvanları ile birlikte
konakladıkları han, artık bir ‘’otel’’ olmuştu. Böylece Ankara’daki ilk otel
unvanını Taşhan almış oldu. Taşhan'dan Hükümet Caddesi'ne kadar uzanan "Karaoğlan Çarşı Caddesi"
(Anafartalar)'ın iki kenarı, han, otel, mağaza, pastahane gibi şehrin,
sosyal ve kültürel gereksinimlerine karşılık verecek kullanımlar ile göreceli
olarak daha modern olarak nitelendirilebilecek ticari kullanımların yer aldığı
bir kesimdi.
Ankara 13 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin
Başkenti oldu. Aynı yıl ‘’Taşhan’’ sahibi tarafından modern bir otele
dönüştürüldü ve alt katına Karpiç Lokantası açıldı. Kapanıncaya kadar da
‘’Taşhan Palas’’ adı altında işletildi.
Şekil
6. Taşhan (Ulus) Meydanının 1921 yılındaki durumu (Tunçer, 2000).
Özellikle, 1924 yılında, Cumhuriyet ilanından hemen sonra
Hakimiyet-i Milliye (Ulus) Meydanı’nın düzenlenmesi ve heykeltıraş Heinrich
Krippel tarafından yapılan Ulus Anıtının açılması ile önem kazanan meydanın
köşesinde, Hotel d’Angora ağırlıklı olarak İstanbul’dan gelen Mebuslara
(milletvekili) hizmet veriyordu. Otelin, o döneme göre modern olduğunu,
kalorifer ve banyo tesisatının bulunduğunu, telefon bağlı olduğunu biliyoruz.
Her Ankaralının, hatta her Cumhuriyet insanının okuması
gerekli bir kitap var şu anda elimde; Mehmed Kemal’in eseri “Türkiye’nin Kalbi Ankara”[3].
Bu güzel yapıtta yer alan Necdet Taşhan’ın yazısından bir alıntı aşağıdadır
(S.179-180);
“...Konu
”BABA KARPİÇ”, Ben de tam yılını bilmiyorum Karpiç’in Ankara’ya gelişini, babam
Cemal Bey İstiklal Savaşından sonra 1924-25 yıllarında babasının inşa ettirdiği
şimdiki Ulus Meydanında – eski adı TAŞHAN- bulunan Taşhan’ı günün koşullarına
göre modernize edip Taşhan Palas Oteli adı altında o günlere göre lüks
sayılabilecek bir otel haline getirdi. Bu arada otelin resmi ve özel davetlerin
yapıldığı Ankara’nın tek müzikli lokantasının başına da o zaman İstanbul’da
bulunan Karpiç’i getirdi. Uzun yıllar “Karpiç Lokantası” Ankara’nın çok renkli
bir yeri olarak anılara geçmiş ve Ankara’nın bu konuda güçlü bir tesisi
olmuştur. 1993’te babamın ölümü ile...... – binanın başka ellere geçmesini
önlemek için olacak- Taşhan’ı Sümerbank’a satmak zorunda bırakıldık. O zaman
dahi üzüntülere neden olan tarihi Taşhan’ın yıkılması üzerine Karpiç Şehir
Bahçesindeki yerine taşındı. O gördüğümüz görkemli aynalar ve servis takımları
da Taşhan’dan alınmıştır. İstiklal Savaşında ve sonra TAŞHAN’ın Ankara’da
önemli bir yeri vardır. 150-200 yatak kapasitesi olan, savaşta bir müddet
hastane olarak kullanılan Taşhan, savaş sonrası 1933 yılına kadar Ankara’da tek
ağırlama ve konaklama hizmeti vermiş ve Ankara’ya kattığı bu değer için ulu
Atatürk’ün yakın ilgisiyle onurlanmıştır.”
Taşhan Ulus Meydanı ve Karaoğlan Çarşısı’nın en önemli tek
yapısı değildir. Meydanın ovaya doğru bakarsanız hemen sağında “Birinci Meclis” binası olarak
kullanılan “İttihat ve Terakki
Cemiyeti” binası yer almakta, bu yapının karşısında ise, “Belediye Şehir Bahçesi” (Millet
Bahçesi) yer almaktaydı (Şekil 7.). Sanırım bu bahçe, içine daha sonraları
küçük dükkanlar yapılmış ve şehir çarşısı adıyla 1970’lerin başına kadar
kullanılagelmiştir.
Kurtuluş Savaşı günlerinin ünlü “Kuyulukahve” si ve
Anafartalar Caddesi’nin sağında bulunan salaş dükkanların yıkılması ile
yapılan “İstanbul Pastahanesi”
ve “İstanbul Oteli” de Taşhan
Palas’ın karşısında yer almaktaydı.
Herhalde daha sonra yapılan yapılarda İstanbul isimlerinin bu
kadar çok olmasının nedeni İstanbul’dan gelen Vekiller ve ailelerinin İstanbul
özlemlerini bir derece gidermelerine kolaylık sağlamak amacıyla konmuş
olmalıdır. 1955’lerde bu kesim de yıkılarak yerine “Ulus İş hanı” inşa
edilmiştir.
Taşhan da, 1928’de açılan Ankara İmar Planı yarışmasını
kazanan ve Plan danışmanı olan Prof. Hermann Jansen’in itirazlarına rağmen
yıkılarak, yerine “Sümerbank Binası”
yapılmıştır.
Şekil 7. 1924 Haritasında Ankara Kent Merkezi. (1924 haritası üzerinden yeniden çizilmiş ve arazi kullanımı işlenmiştir, Tuncer, 2000)
2.4. Ankara’nın 20. Yüzyıl Başlarında Genel Görünümü
“…Ertesi sabah tren Ankara’ya
yaklaşıp da, şehri uzaktan ilk gördüğüm zaman, mektep sıralarındayken, bize
okutulan bir “Osmanlı Coğrafya” sını hatırladım. Bu kitapta Ankara şöyle tarif
ediliyordu : Şehir hariçten, kasvetli bir manzarası vardır ve en meşhur şeyleri
şunlardır: Tiftik keçisi, Ogüst mabedi ve bal”. Fakat ilk görünüşüyle Ankara
bana pek kasvetli gelmedi. “Belki çıplak, belki harap ve fakir. Fakat kasvetli
değildi. Kale, her şeye damgasını vuruyordu. Daha ilk bakışta gözleri üzerine
çeken ve gözlerinizi, eteklerini saran toprak yığınlarının ölmüşlüğünden
kurtaran bir cazibesi vardı. Onun gölgesi altında şehir silinmiş gibiydi. . Bu
bulutun kesafeti, Kale surlarına doğru çıkıldıkça azalıyor, açılıyordu. Nihayet
yukarıda Kale, denizlerin üstünden fışkıran bir kaya gibi temiz, azametli
yükseliyordu..”(Aydemir, Ş., S., 2016).
Ankara, 20. Yüzyıl başlarında seyyahlara göre de artık eski
güzel ve etkileyici görünümünü kaybetmiştir. Ekonomik çöküş bu şekilde fiziki
mekâna yansımıştır.
Tahtakale yangını (1929) öncesinde, Sulu Han'ın karşısında, bir sıra dükkânı ile Uzun Çarşı”nın bir bölümü yer almaktaydı (Şekil 8). Uzun Çarşı; Kızıl Bey Caddesi ile, üçüncü surun başlıca kapılarından biri olan Eset Kapısı’na bağlanmaktaydı. Bu tarihlerde açılmış bulunan Atatürk Bulvarı’na Uzun çarşının başlıca bağlantısı olarak görülmektedir. Uzun Çarşı’nın kuzeyinde, Tahtakale Han’ı (Tahtacı Hanı) 18 odası ile, çarşının ikinci büyük Hanı’dır. Keçeciler Hanı’nın ise, Tahtakale Hamamı yakınında daha küçük bir han olduğu sanılmaktadır. Bu dönemde; İbadullah Camii, Haseki Camii, Hallaç Mahmud Camii yöredeki dini yapılardır. Tahtakale Hamamı ile Hasan Paşa Hamamı da çarşının başlıca sosyal amaçlı yapılarıdır.Atpazarı, kuzeyde Dış Kale Kapısı, güneyde Çukurhan, Çengelhan ve Pilavoğlu Hanı ile çevrili, Hisar'ın dış surunun önündeki düzlüktür.
Atpazarı Meydanı, Koyunpazarı Caddesi ve Ahi Şerafettin Sokakları ile güneyde yer alan Koyunpazarı Meydanına bağlanmaktadır. Bedesten, çevresindeki kapalı hanlar ve bunlara bağlanan Atpazarı ve Samanpazarı gibi açık pazar yerleri 16. Yüzyılda Osmanlı-Türk Şehirlerinde izlenen bir gelişmedir. Bu dönemde Kale dışına taşan ticaret eylemleri, genellikle bir bedesteni çevreleyen hanlar zinciri ve bunlara açılan sokaklarda sürdürülürdü.
Şehrin
16. – 19. Yüzyıl sonlarına kadar ana merkezi olan Atpazarı, Hanlar Bölgesi ve
Bedesten, Uzun Çarşı yoluyla Kaledibi (Tahta'l-Kal'a=Tahtakale veya Kalealtı)
ve Karaoğlan çarşılarına bağlanmaktadır. Ankara'nın bu dönemde "Aşağı
Yüz"ünde yer alan bu çarşılardan Tahtakale Çarşısı, Doğanbey Mahallesi
(günümüzde de aynı adla anılan bir mahalledir) ile çevrelenmiş, han, hamam,
cami, mescid vb. anıtsal yapılarla belirlenen, şehrin ikinci bir merkezi
diyebileceğimiz bir çarşı niteliğindedir.
Tahtakale Çarşısı (Tahta-el Kal’a) çevresi, Sulu Han’ın da
içinde yer aldığı kesim, günümüzde Ulus Hali’nin bulunduğu kesimdi. Bu kesim
çevresinde Angora’nın en yoğun mahalleleri bulunuyordu. Tahtakale Çarşısı;
günlük tüketim, gıda ve diğer bazı zorunlu gereksinimlerin karşılandığı bir
ticaret kesimiydi. 1929 büyük “Tahtakale Yangını” öncesinde, Sulu Han'ın
karşısında, bir sıra dükkânı ile “Uzun Çarşı”nın bir bölümü yer almaktaydı (Şekil
9. ve Şekil 10.). Uzun Çarşı; Kızıl Bey Caddesi ile üçüncü surun başlıca
kapılarından biri olan Eset Kapısı’na bağlanmaktaydı.
Şekil
9. Uzun Çarşı’nın Atpazarı’ndan Balıkpazarı’na Bağlanan Kesim 1929 Yangını
Öncesi. (Öztürk, 2022)
Şekil 10. 1929 Yangını Öncesi Hasan Paşa Hanı (Sulu Han) Sebze Hali Olarak Kullanılıyordu (Öztürk, 2022)
3. Anafartalar Caddesi
Yangından sonra caddenin eski dokusu ile yenilenerek genişletilmiştir. 1929 Tahtakale yangınında da caddenin Suluhan civarındaki yapıları hasar görmüştür. Özellikle arazi kullanımı değişmeye ve yoğunlaşmaya başlamıştır. 1920’lerin başlarında yıkılan yapıların yerlerine ticari, kamu ve konaklama işlevleri olan yeni yapılar yapılmaya başlanmıştır. Ankara’nın başkent olması, Adalet Sarayının caddenin orta bölümüne inşa edilmesi tarihi ticari ana cadde kimliği kazanmıştır. Kentin geleneksel dokusunu oluşturan iki katlı yapılarının yerlerine ilk dört ve beş katlı apartmanları cadde ve yakın çevresine inşa edilmiştir (Şekil 11). Cadde estetik, tarihi, mekansal, bilimsel, sosyal ve turizm değerleri ile kültürel miras önemini oluşturmuştur.
Şekil 11. 1929 Tahtakale Yangından önce Anafartalar Caddesindeki geleneksel yapılar ve 1920’lerde yapılan üç ve dört katlı binalar (Cangır, 2007)
Caddenin
iki tarafında da kent kimliğe katkıda bulunan tarihi binalar ve tescilli tarihi
simgesel yapıları yer almaktadır.
Ankara
/ Ulus Tarihi Kent Merkezinin kuzey ve güneyini, Hacı Bayram, Hacettepe ve Kale
Mahallerini birbirine bağlayan cadde tarihi gelişiminden dolayı parçalı ve kırıklı
bir geometriye sahiptir. Anafartalar Caddesi aşağıdaki dört parça olarak incelenmiştir
(Şekil 12 ve 13).
1. Ulus Meydanı - Atatürk
Bulvarından başlayıp doğu yönüne Hisar Parkı Caddesi ve Güvercin Sokak kesişimindeki
kavşağa kadar olan bölüm (uzunluk 250 metre)
2. Hisar Parkı Caddesi ve Güvercin
Sokak kesişiminden güneye Işıklar Caddesi - Çıkrıkçılar Yokuşu Sokak Kavşağı’na
kadar olan bölüm (uzunluk 260 metre)
3. Çıkrıkçılar Yokuşu Sokak
Kavşağından (Eski Adliye Kavşağı) Denizciler Caddesi Kavşağına kadar olan bölüm
(uzunluk 190 metre)
4. Denizciler Caddesi Kavşağı ile Talat
Paşa Bulvarı Kavşağı arasındaki bölüm (uzunluk 610 metre)
Şekil 12. 1942
Hava fotoğrafından Anafartalar Caddesi ve yakın çevresi (Arkun, A., K., HGM
Arşivi, 1942)
3.1. Anafartalar
Caddesinin Kültürel Mirasa katkıda Bulunan Yapıları
Günümüzde
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi olarak kullanılan binasının olduğu taşlık
alan 19. yüzyılın sonuna kadar mezarlık olarak kullanılmıştır. Hotel Angora ve
Taşhan olarak bilinen yapı dört ana Ulus
Meydanının kuzey doğusunda yer almıştır.1915 yılında ilk meclis binasının ve
1925 yılında ikinci meclis binasının açılması, ardından banka binalarının ve
kamu binaları inşa edilmesi, Avusturyalı Heykeltıraş Heinrich Krippel
tarafından yapıla Zafer Anıtının yerleştirilmesi ile Ulus Meydanı'nın ve Taşhan’ın
önemini ve kullanım yoğunluğunu artırmıştır (Şekil 14).
Sümerbank, 1933 yılında Atatürk
tarafından bankacılık sektöründe ve Türkiye'nin ilk modern tekstil holdinginde
faaliyet göstermek üzere kurulmuştur. 1935'te Taşhan, Sümerbank Genel Müdürlük
Binası'nı yapmak için yıkılmıştır. Alman mimarlık profesörü Martin Elsaesser
tarafından tasarlanan bina birbirine bağlı iki bloktan oluşmaktadır. Ana giriş
olan birinci blok içbükey formda ve 3 kat yüksekliğindedir. İkinci blok zemin
kat üzerinde 5 katlı olup ofis olarak tasarlanmıştır.
Şekil 14. 1939’da
ve günümüzde tarihi yapının durumu (Parlak, 2022).
2 Anafartalar Caddesi : 1927 Zafer (Zafer) Anıtı – 1955 Ulus Ofis ve
Alışveriş Merkezi Binası.
Roma
Sarayı veya Hamamı yıkıldıktan sonra bu alan mezarlık olarak kullanılmış
olabileceği düşünmektedir. 1907 yılında alan yerel taştan3 katlı Öğretmen Okulu
(Dar'ül-Muallimin) inşa edilmiştir (Şekil 15).
Bina 1947 yılına çıkan yangına kadar Milli Eğitim Bakanlığı olarak
kullanılmıştır. 1920'lerde yapının kuzey ve batısında tek katlı dükkânlar
yapılmıştır.
Zafer
(Zafer) Anıtı, Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlığını anmak için 1927 yılında Ulus
Meydanı'nın ortasına inşa edilmiştir. Avusturyalı sanatçı Heinrich Krippel
tarafından tasarlanan anıt, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'ndaki birlik ve
beraberliği sonucunda ortaya çıkan başarıyı ifade ediyor. Anıt 4 heykelden
oluşmaktadır. Heykeller bronzdan, kaideleri kırmızı taş ve mermerden
yapılmıştır. Anıt, alçak ve yüksek iki kaideden oluşmaktadır. Alt kaidenin
batısında iki Türk Askeri heykeli, doğusunda ise Kara Fatma adlı milli
dayanışma kadın kahramanı yerleştirilmiştir. Anıtın ortasında 4 metre
yüksekliğinde bir kaide, tepesinde ise Birinci Meclis Binası'na bakan Sakarya
atının üzerinde Atatürk var. 1955 yılında Ulus Ofis ve Alışveriş Merkezi Binası
yapıldıktan sonra anıt 20 metre güneye taşınmıştır.
Şekil 15. 1930’lar Anafartalar Caddesini başlangıcı Öğretmen Okulu, Zafer Anıtı ve tek katlı ticari yapılar. Günümüzde Ulus Ofis ve Alışveriş Merkezi Binası (Sol: Cangır, 2007). (Sağ: Ankara Büyükşehir Belediyesi, 2021).
Ulus
Ofis ve Alışveriş Merkezi Binası 5 Bloktan oluşmaktadır. Alışveriş merkezi
işlevli 4 blok 5 katlıdır (Şekil 15).
Anafartalar Caddesi'nin güneyini tanımlayan yüksek blok 14 katlıdır ve zemin katları
günümüzde giyim mağazaları tarafından kullanılmaktadır. Ofis katları uzun bir
dönem Spor Genel Müdürlüğü ve bazı spor federasyonlarının başkanlıkları
tarafından kullanılmıştır. Günümüzde ofisler kullanılmaktadır. Ofis bloğunun
batısındaki Ulus Meydanı, resmi kutlamalar ve toplu toplantılar için
kullanılmaktadır. Yapı yüksekliği nedeniyle tarihi kent dokusuna uygun değildir.
Yıkılması gündeme gelmiştir.
3 Anafartalar Caddesi : 1-2. yüzyıl Roma Caddesi - 1995 Ulus
Şehir Çarşısı
Şekil 16. 2021
yılında Ulus Şehir Çarşısı (Parlak, 2022).
4 – 6 Anafartalar Caddesi : 1967 Anafartalar Çarşısı ve Ofis Binası
Şekil 17. Anafartalar
Çarşısının Anafartalar Caddesi kuzey cephesi ve Ulus İşhanı Ofis Bloğu
(Yılmaz,2019).
5 Anafartalar Caddesi : 1750‟ler Zincirli (Kazasker) Camisi
Roma
Caddesinin doğusunda yer alan 1750’lerde inşa edildiği düşünülen Zincirli
Camisi, boyuna dikdörtgen planlı çatılı bir yapıdır. Minaresi kuzey batı
köşededir (Şekil 18.). Yaklaşık 315 metrekare
alana oturan temeli kesme taş, duvarları kerpiçtir. Duvarların dışı son
onarımda tuğla ile kaplanmıştır. Caminin duvarları dışta sıvasız olup, dört
sıra ahşap hatılla desteklenmiştir. Cami
içinde asılı bulunan bir levhadan 1879–1880 yılları arasında tamir edildiği
öğrenilmiştir 1937 yılında da Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarılmış,
dış cepheleri yeni bir görünüm kazanmıştır (Erdoğan vd., 2007). Caminin
doğusundaki üstü kapalı avlu 2021 yılı Ekim ayında yıkılmıştır ve
Şekil 18. 1930’larda
Zincirli Camisi. 2021 yılı vaziyet planı ve tadilat çalışmaları (Doğruer,
2021).
10 Anafartalar Caddesi :
1940’lar - Ankara Büyükşehir Belediyesi Eski
Binası
Hisar
Parkı Caddesi, Anafartalar Caddesi ve Güvercin Sokak kesiştiği kavşakta yer
alan yapının projesi 1947 yılında Ankara Belediyesi tarafından düzenlenen
mimari yarışma sonucunda 1024 metrekarelik arsada yapılmıştır. Prof. Dr. Nezih
Eldem tarafından tasarlanan L planlı yapı zemin kat üstü 5 kattan oluşmaktadır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Eski Binası olarak uzun yıllar kullanılan yapının
temsili değerine sahiptir. Günümüzde zemin katta başta restoran, eczane,
kuyumcu olmak üzere ticari kullanımlar vardır. Üst katlar büro olarak
kullanılmaktadır. Anafartalar Caddesinin ikinci bölümde köşe başında konumlanan
simgesel, yönlendirici ve kent kimliğine katkısı olan tescilli bir yapıdır (Şekil 19).
Şekil 19. Günümüzde
Anafartalar Belediye Çarşısı (Google Maps, 2022).
65 Anafartalar Caddesi : 1925
Eski Adliye Binası - 2000’ler Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Şekil 20. 1930’larda
ve günümüzde Eski Adliye Binası (Cangır,
2007).
67 Anafartalar Caddesi : 1926 Ulus İlk Meclis Anadolu İmam Hatip
Lisesi
Eski
Adliye Binası kuzeyinde 4900 m2’lik arsada Gazi Mustafa Kemal Erkek
Numune Mektebi ve Latife Hanım Kız Numune Mektebi olmak üzere 2 katlı dikdörtgen
planlı 2 ayrı bina Mimar Mukbil Kemal Taş tarafından tasarlanmıştır.Geleneksel
üslupta yüksek tavanlı ve kemerli pencereli tasarlanan kargir yapıların temel
alanı 800 m2‘ olup Anafartalar Caddesinden yaklaşık 2 metre
yükseklikte düzleştirilmiş sert zemin alanda yer almaktadır. 1926 yılında
inşaatı tamamlanan yapılarda bir süre kız ve erkek öğrencilere ayrı binalarda ayrı
eğitim verilmiş daha sonra birleştirilmiştir (Şekil 21).
1960 yılında Atatürk İlkokulu ve Atatürk İlkokulu olarak ayrılmıştır.
1970
yıllardaki parselin batı duvarında tek katlılar dükkanlar yapılarak mekan
verimli kullanılmaya başlanmıştır. Ancak bu dükkanlar tarihi kimliğe uygun
değildir. Yapılar 1980 yılında taşınmaz kültür varlığı olarak tescil
edilmiştir. Dönem boyunca yenilenen yapılar 2014 yılında Yıldırım Beyazıt
Üniversitesi’ne 2015 yılında ise Milli Eğitim Bakanlığına tekrar
devredilmiştir. Yapılar 2015 tarihinden itibaren İmam Hatip Ortaokulu’na
dönüşmüştür. 2018 yılında da kuzey binası klasik sanatlar ve musiki projesi uygulayan
hüsn-i hat ve musiki bölümleri olan Ulus İlk Meclis Anadolu İmam Hatip
Lisesi’ne dönüştürülmüştür (Şekil 22.). Yapılarda
toplam 12 derslik, idari odalar, öğretmenler odası, 3 eğitim atölyesi, kantin,
çok amaçlı salon ve kütüphane yer almaktadır. Anafartalar Caddesinden yaklaşık
2 metre yükseklikte olan okul bahçesi 3300 m2 olup basketbol ve
tören sahası yer almaktadır.
66 - 68 - 70 - 70A - 70B Anafartalar Caddesi :
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Binaları - Yerleşkesi
Ülkemizde yardıma ve bakıma muhtaç
çocuklara maddi, manevi ve sosyal destek sağlamak için kapsamlı hizmetler veren
Çocuk Esirgeme Kurumu ile başlayıp günümüzde Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler İl
Müdürlüğü olarak kullanılan toplam 6.573,4 m2 yüzölçümlü yerleşke
tapu kayıtlarına göre dört parselden ve 6 ana binadan oluşmaktadır (Şekil 23.). Tapuda Altındağ ilçesi İstiklal
Mahallesine kayıtlı 4.962 m2 yüzölçümlü 869 ada 1 parselde 5 bina, 871
Ada 1 parselde (yüzölçümü 1047 m2), 871 Ada 2 parselde (yüzölçümü 271,40 m2) ve 871 Ada
3 parsel (yüzölçümü 293 m2) birbirine bitişik 3 bloktan oluşan ve
farklı kotlardan ana girişleri olan bir bina bulunmaktadır (Şekil 24.). Tapuda 869 ada 1 parsel ile 871 Ada 1-2-3 parseller
arasında araç trafiğine kapalı Çatalca Sokak yer almaktadır. 869 ada 1 parselin
güneybatı sınırını Çanakkale Sokaktan girişleri olan kiralanan tek katlı dükkan
yapısı oluştur
Şekil 23. Toplam
6.573,4 m2 yüzölçümlü dört parselde konumlanmış 6 ana binadan oluşan
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Yerleşkesi (TKGM, 2022)
İstiklal
Savaşı sürerken şehit çocuklarına hizmet vermek amacıyla 30 Haziran 1921'de
Ankara'da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) temelini
oluşturan Himaye-i Etfal Cemiyeti Hacı Bayram Mahallesindeki günümüzde yer
almayan bir binada kurulmuştur.
Himaye-i
Etfal Cemiyeti 1935 yılında Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu adını almış, 1937'de
ise kamu yararına faaliyet gösteren bir kurum statüsüne kavuşturulmuştur.
Hizmetlerin ve taleplerin artmasından dolayı kurum 27 Mayıs 1983 tarihinde
Başbakanlığa bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel
Müdürlüğüne dönüştürülmüştür. SHÇEK Genel Müdürlüğü de 2011 yılında Aile ve
Sosyal Hizmetler (Politikalar) Bakanlığı'na devredilmiştir. Bakanlık yeni
binada hizmet vermeye başlayınca yerleşkedeki yapılar Ankara Aile ve Sosyal
Hizmetler İl Müdürlüğü’ne devredilmiştir (Aile ve Sosyal Hizmetler İl
Müdürlüğü, 2021).
Cumhuriyetin
ilanından dolayı ve Himaye-i Etfal Cemiyetinin Hacı Bayram Mahallesindeki
binasının yetersiz kalmasından dolayı yeni bina yapılması konusunu gündeme
gelmiştir. Ancak, yeni bir bina yapımının gerçekleşmesi 1923 yılında Amerika'da
kurumun bir şubesini açan Dr. Fuat Umay'ın çabaları ile orada yaşayan
Türklerden toplanan ve Türkiye'ye gönderilen bağışlarla mümkün olmuştur (Aile
ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, 2021).
Toplanan
bağışlarla günümüzde Anafartalar Caddesi numara 70’de adresinde Tarihi Şengül
Hamamının kuzeyinde yer alan yerleşkenin ilk binaları yapılmıştır. Mimar Hikmet
Koyuncuoğlu tarafından ön cephesi geleneksel üslupta kemerli pencereli olan aralarında
ana yapılarda daha dar yaklaşık 6 metrelik bağlantı koridor yapısı olan üç ayrı
bina olarak algılanan tek blok olarak tasarlanmıştır. Birinci Ulusal Mimarlık
Dönemine ait binalar 1 bodrum 1 zemin ve 1 normal kat olarak dikdörtgen planlı tasarlanmıştır
(Şekil 25.). Çocuk Sarayı olarak adlandırılan binalar,
5 Mart 1927 yılında yapılan açılış töreni ile hizmete girmiştir Caddenin adı
bir dönem Çocuk Sarayı Caddesi olarak isimlendirilmiştir. Binaların ana
girişlerinin önündeki merdivenler Anafartalar Caddesi’nin yükseltilmesi ile
kaldırılmıştır. Kuzeydeki bina 6 katlı ek ofis binası yapmak için 1960’larda
yıkılmıştır. Güney ve ortadaki binaların arasına eklenti yapılarak birbirine
bağlanmış, çatıdaki taş korkuluklar yıkılmıştır. Günümüzde tescilli iki tarihi
binanın zemin katları altı tekstil - konfeksiyon mağazası tarafından, bodrum ve
birinci katları ise İl Müdürlüğü Makamı olarak kullanılmaktadır. Tescilli güney
binasının birinci katında tavan - duvar süslemeleri ve mobilyaları ile benzersiz
iç mekan tasarımı olan Atatürk’ünde kullanmış olduğu toplantı salonu yer
bulunmaktadır. Orta binanın taç kapısının üzerindeki Osmanlıca Kitabede
Himaye-i Etfal Cemiyeti Merkez Komitesi ve
1926 yılı yazmaktadır.
Ana
girişleri Anafartalar Caddesinden olan yapıların bodrum katından binaların arka
cephesindeki avluya günümüzde açık otopark alanına çıkılmaktadır. Dinçer’e (2014)
göre bu avluda Ankara’nın ilk çocuk parkı olan Himaye-i Etfal parkı yer
almıştır (Şekil 26a.) Ayrıca teraslanmış ve sıra
ağaçlandırması yapılmış avluda açık havuz ve basketbol sahası yer almaktadır (Şekil 26b.). Günümüzde tarihi binaların Çocuk
Müzesine dönüştürülmesi düşünülmektedir.
Şekil 26a. (Sağ)
1929 yılında avluda teraslama yapılmıştır. Binaya
yakın terasta havuz ve basketbol potası alt terasta ise çocuk oyun aletleri yer
almaktadır (Hakimiyet’i
Milliye Gazetesi 30 Teşrinisani 1929, s. 8).
Şekil 26b. (Sol) 1931 yılında avluda oynayan çocuklar, üç
salıncak, çocuk 0yun Alanı, basketbol potası ve havuz görülmektedir. (Gürbüz
Türk Çocuğu, 23 Nisan 1931 Çocuk Haftası Sayısı).
Tarihi Makam Binasının kuzeyindeki
1964 yılında yıkılan binanın ve açık yüzme havuzunun yerine Anafartalar Caddesi
numara 70A-B adresinde Özşan, Bektaş ve Vural Mimarlık firması tarafından Çocuk
Esirgeme Kurumu Anafartalar Büro ve Çarşı Tesisleri Uygulama Projesi ile yeni
bir ofis binası tasarlanmıştır (Şekil 27.). Bina
giriş bloğu ve üzerindeki ofis birimlerin yer aldığı normal 5 kat ve 2 bodrum
kat olmak üzere toplam 8 katlı olarak inşa edilmiştir. Yaklaşık 875 m2’ oturma
alanı olan 2 bodrum katının ve giriş katının yer aldığı taban bloğunun üstünde
kuzey ve güvenden daraltılmış giriş bloğu üzerine 5 katlı bloğunun tek katı 420
m2’dir ve çatı katında teras ve yemekhane bulunmaktadır. 1967 yılında inşaatı
tamamlanan bina ile avlu otoparka dönüştürülmüştür.
Tarihi Makam Binasının avlusunda
yerleşkenin batı sınırında Çanakkale Sokakta 1953 yılında tek katlı 20 adet
kiralanmak üzere yapılmıştır. Uzun yıllar kuruma gelir getirmesi için kiralan dükkanlar
2000’li yılların başlarından boşaltılmıştır ve günümüzde kullanılmamaktadır (Şekil 28.). Çanakkale Sokağının kültürel etkinlik
sokağına dönüştürülmesi ve boş dükkanların sanatsal ve kültürel faaliyetler
için kullanılması düşünülmektedir.
Şekil 28. Çanakkale Sokakta kullanılmayan dükkanları olduğu tek
katlı yapı ve üzerindeki otopark alanı (Ali Kemal Arkun, 2021).
Yerleşkenin diğer bir tarihi yapısı Anafartalar
Caddesi numara 68’de adresinde yer alan Çocuk Sarayı Apartmanıdır. Eğimli arsada yer alan Bina Birinci Ulusal Mimarlık Akımı
temsilcilerinden olan Mimar Arif Koyunoğlu'nun tarafından 1925 yılında
tasarlanmıştır (Şekil 29.). İnşaatı 1927 yılında tamamlanan bina 1980 yılında
tescillenmiştir. Betonarme tekniği ile inşaa edilmiş
yapı bir bodrum kat, zemin kat, 3 normal kat ve bir çatı katı olmak üzere
toplam 6 katlıdır. Balkonları, korkulukları, çıkmaları, yuvarlatılmış bina
köşeleri ile dinamik cephe tasarıma sahiptir. Binada üst katlara çıkmak için iki
adet asansör yapılmıştır. Konut ve ticari kullanım için yapılan yapının zemin
katı kuzey ve güney cephelerinde sivri kemerli pencereli ile dışarıya kamusal
mekana açılmaktadır. Zemin kattında kuruma gelir getirmesi için kiralık
dükkanlar planlanmıştır. Yapının kuzeyindeki Çatalca Sokaktan batısındaki
Denizciler Caddesine yaya erişimi
Şekil 29. Çocuk Sarayı Apartmanı’nın
1930’lardaki ve günümüzdeki durumu (Parlak, 2022).
Anafartalar
Caddesi numara 66’da yerleşkenin günümüzde çok bilinmeyen
ve yoğun kullanılmayan birbirine bitişik yapı grubu yer almaktadır. Anafartalar ve Bahriye Caddeleri arasında çok eğimli bir
arsa üzerine, kuruma gelir sağlamak üzere inşa edilen bina grubu 1936 yılında
açılan proje yarışmasında birinci olan Mimar Abidin Mortaş tarafından
tasarlanmıştır. Yarışmasının isminden, Çocuk Esirgeme Kurumu Apartman, Sinema,
Havuz, Gazino Ve Garaj Binasıdan da anlaşılacağı üzere yapı grubunun kapsamlı
ihtiyaç programı vardır. Yapı grubu Jansen’in şehir planında en, boy ve
yükseklikleri tamamıyla tahdit edilmiş olan bir arsaya uygulaması ile meydana gelmiştir (Şekil 30.). Yapı grubu şu üç ana bloktan oluşmaktadır: A Blok Anafartalar
Caddesine cepheli zemin katında dükkanları olan 4 katlı bir apartman (Şekil 31.), B Blok Çatalca Sokaktan ana girişi
olan arsanın ortasında yer alan kapalı sinema salonu, C Blok ise kapalı yüzme
havuzu girişin ve zemin katta bir tamir atölyesi ve garaj olan 3 katlı binadır.
Şekil 31. Anafartalar Caddesi numara 66’da yer alan zemin
katındaki dükkanların yer aldığı toplam 5 katlı apartman (Google Maps, 2022).
Sinema salonun altında kalan 9 x 20 metre ölçüsündeki yaklaşık 2,5 metre
derinliğindeki yüzme havuzu, soyunma ve terapi odaları eğimli araziye gömülerek
yapılmıştır (Şekil 32.). Sinema yapısı mekan darlığına rağmen maksimum seyirci kapasitesi
sağlamak için giriş holü ön Anafartalar Caddesindeki apartmanın dükkanlarının
arka tarafında planlanmıştır ve ayrıca balkon katı da yapılarak, sinema
salonuna kapasitesi 600 kişiye çıkarılmıştır. Sus Sineması adı verilen salon 1950 yılında çıkan yangından zarar görmüş,
onarılarak 1985 yıllına kadar ilk işlevini sürdmüştür. Sinemanın kapanmasından
sonra düğün salonu olarak kullanılmıştır. Günümüzde kurum tarafından
kullanılmaktadır.
Şekil 32. Mimar Abidin Mortaş tarafından hazırlanan yapı grubunun
mimari çizimleri (Mortaş, 1937)
Şekil 33. Denizciler Caddesi numara 3 adresinde yer alan zemin
katında garaj ve atölye, birinci ve ikinici katlarında kurum birimlerinin yer
aldığı toplam 3 katlı bina (Google Maps, 2022).
4. Sonuç
UNESCO Dünya Mirası Sözleşmesi, “kültürel miras”
kategorisi altında tarihi korumayı kapsar. Sözleşmenin 1. maddesine göre,
“tarih, sanat veya bilim açısından olağanüstü evrensel değere sahip olan”
anıtlar, bina grupları ve sitler kültürel miras olarak kabul edilecektir.
Anafartalar Caddesi ve yakın çevresi
farklı kültür katmanlarından oluşan özelliklerinden dolayı kültürel miras
alanıdır. Ancak Ankara’daki kentsel yayılma ile oluşan alt merkezlerin ve 1990
yılından sonra alışveriş merkezlerinin artması ile tarihi Anafartalar
Caddesinin ticari faaliyetlerini etkilemiş eski çekiciliği azaltmıştır.
Caves’e (2004) göre yüzyılların
gelişiminin ürünü olan şehirler, atalarından kalma miraslarını korumakla
yükümlüdür. Birçok anıtsal-kamusal yapının olduğu araştırma alanının kültürel mirasının
korunması da bütünleşik ve katılımcı bir yaklaşımla sağlanabilir.
Ankara’nın değerli ve önemli bu
kültürel mirasının sürdürülebilirliği için Ankara Valiliği, Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür Varlıklarını Koruma
Kurulu, Altındağ Kaymakamlığı, Altındağ Belediyesi, Üniversitelerin ilgili
bölümleri,Sivil Toplum Kuruluşları (Meslek Odası, Dernek, Vakıf vb.),
Muhtarlar, mülk sahipleri ve kullanıcılar katılımıyla caddenin, tarihi kent
merkezinin kültürel miras yönetimi planının ve programının hazırlanması uygun
olacaktır. Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi
2021 Yılı içinde Anafartalar Caddesi’nde cephe düzenleme projeleri hazırlamış
ve uygulama çalışmalarını başlatmış ve sürdürmektedir.
Kültürel miras yönetimi planının ve
programı ile bakım ve onarım (maintenance and repair), tazeleme-parlatma
(refurbishment), preservasyon (preservation), konservasyon (conservation),
restorasyon (restoration), yenileme (renewal), rekonstrüksiyon (reconstruction),
restitüsyon (restitution), sağlıklılaştırma (rehabilitation), konsolidasyon
(consolidation), replika (replication), yeniden canlanma (revitalization), yenilenme
(renovation), yeniden oluşum (regeneration), soylulaştırma (gentrification), entegrasyon
(integration), yeniden geliştirme (redevelopment), temizleme (clearance), boşluk
doldurarak geliştirme (ınfill development) gibi en uygun müdahale yöntemlerini
belirlenebilecektir.
Ulusal ve uluslararası mevzuata
uygun hazırlanacak kültürel miras yönetimi planı kaynakların etkin kullanımını,
turizm potansiyelinin gelişmesini, tarihi çevre farkındalığının artmasını korumada
başarıyı ve süreklilik sağlayabilecektir.
Kaynakça
[Ankara Hava Fotoğrafı]. (1930). Hava
Fotoğrafı Arşivi. Harita Genel Mü dürlüğü,
Ankara.
[Ankara
Hava Fotoğrafı]. (1942). Hava Fotoğrafı Arşivi. Harita Genel Mü dürlüğü, Ankara.
[Bahçedeki
Havuz]. (1929). Fotoğraf. Hakimiyeti Milliye Gazetesi, s. 8.
[Gazi
ve Latife Okulları]. (1925). Ankara Photograph, Postcard and Engra- ving Collection (ACF0094). Koç University Vehbi Koç Ankara
Stu dies Research Center (VEKAM),
Ankara.
[Ulus
Ofis ve Alışveriş Merkezi Binası]. (1925). Ankara Büyükşehir Beledi- yesi Haber Sayfası. Erişim Adresi
(15.03.2022): https://www.ankara .bel.tr/haberler/anfa-dan-ulus-is-hani-ve-anafartalar-carsisi-ndaki-96- adet-is-yeri-icin-kira-ihalesi-15515
Aile
ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü. (2021). Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Tarihçesi. Erişim Adresi
(15.01.2022): https://www.aile.gov.tr/ankara/hakkimizda/tarihce/
Aydemir,
Ş., S. (2016). Suyu Arayan Adam. Remzi
Kitapevi.
Berggren,
G., G. (1893). Ankara Panorama Fotoğrafları. . Bordeaux Monta igne Üniversitesi Digital Koleksiyonu.
Erişim Adresi (12.02.2022): http://1886.u-bordeaux-montaigne.fr/
s/1886/item/102594
Cangır,
A. (2007). Cumhuriyetin Başkenti. Ankara: Ankara Üniversitesi Kül tür
ve Sanat Yayınları.
Caves,
R. W. (2004). Encyclopedia of the City. Routledge. p. 345.
Dinçer,
G. (2014). Ulus’tan Samanpazarı’na Anafartalar Caddesi’nin Öyküsü. İDEALKENT , 5 (11) , 36-60. Erişim Adresi
(12.02.2022): https://der gipark.org.tr/en/pub/idealkent/issue/36827/419534
Doğruer,
F. S. (2021). Ankara Zincirli Cami: Korunma Sorunları ve Çözüme Yönelik Öneriler. İdealkent Dergisi, 12
(32), 444-470.
Durmuş,
A. (2018). Ankara’nın İlk Oteli Taşhan.
Başkent Ankara Dergisi, 1(2),
82-83. Erişim Adresi (12.12.2019): https://ankaraku lubu.org.tr/dergi2/mobile/index.html#p=4
Esin,
T. ve Etöz, Z. (2015). 1916 Ankara Yangını: Felaketin Mantığı. İstanbul: İletişim Yayınları.
Google
Maps. (2022). [Anafartalar Caddesi No:10 Altındağ Ankara] [Street View]. Erişim Adresi
(15.04.2022):https://goo.gl/maps/vfZ3SAPs Yxc8rzTFA
Google
Maps. (2022). [Anafartalar Caddesi No:66 Altındağ Ankara] [Satellite Image and Street View]. Erişim Adresi
(15.04.2022): https://goo.gl/maps/E6NeHiDr1DEMx5MH9
Google
Maps. (2022). [Anafartalar Caddesi No:67 Altındağ Ankara] [Street View].
Erişim Adresi (15.04.2022): https://goo.gl/maps/nYksEkSxu edVM1wx7
Google
Maps. (2022). [Anafartalar Caddesi No:70A Altındağ Ankara] [Satel lite Image and Street View]. Erişim Adresi
(15.04.2022): https://goo.gl/maps/sQfa¬PutoSWXXdKPk7
Google
Maps. (2022). [Anafartalar Caddesi No:8 Altındağ Ankara] [Satellite Image and Street View]. Erişim Adresi (15.04.2022):https://goo.gl/maps/ei2QJjfXhdTcaE7U6
Google
Maps. (2022). [Çatalca Sokak Altındağ Ankara] [Satellite Image and Street View].
https://goo.gl/maps/2LGoCfAzs3HGKcD8A
Kemal,
M. (1983). Türkiye'nin kalbi Ankara. İstanbul: Çağdaş Yayınları.
Mortaş,
A. (1937). Çocuk Esirgeme Kurumu Apartman, Sinema, Havuz, Ga zino ve Garaj Binası. Arkitekt Dergisi,
1937-12 (84), 331-336.
Parlak,
Z. (2022). Ankara Fotoğrafları Kişisel Arşivi. Ankara.
Şapolyo,
E. (2002). Atatürk ve Seymen Alayı. Ankara: Ankara Kulübü Ya yınları, Ankara
Tapu
ve Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM). (2022). TKGM Parsel Sorgu lama İnternet Sitesi. Erişim Adresi
(15.04.2022): https://parsel sorgu.tkgm.gov.tr/#ara/cohrafi/39.93682072791697/32.860971093177
Tunçer,
M. (2000). Ankara (Angora) Şehri Merkez Gelişimi (14.-20. Yy). Kültür
Eserleri Dizisi No : 292. Ankara: Kültür Bakanlığı.
Tunçer,
M. (2015). Çevresi’ni Arayan Ankara. Ankara: Alter Yayıncılık.
Tunçer,
M. (2020). Ankara 27 Aralık 1919.
Başkent Ankara Dergisi, 3(7), 28-34.
Erişim Adresi (12.12.2021): https://www.ankarakulubu.org.tr/ dergi7/#p=36
Yanar,
A., ve Akpınarlı, F. (2016). Geleneksel Ankara Sof Dokumaları. An kara Araştırmaları Dergisi, 4(2),
170-179.
Yılmaz,
M. (2019). Anafartalar’ı yıkmayacağız. Erişim Adresi (12.11.2021): Hürriyet Gazetesi Websitesi:
https://www.hurriyet.com.tr/yerel-haber ler/an kara/anafartalari-yikmayacagiz-41222795
[1] Guillaume Gustave Berggren,tarafından 1893 yılında hazırlanan Ankara
Panoraması.
Bordeaux Montaigne
Üniversitesi Dijital Koleksiyonu.
[2] Ankara sofu,
Ankara keçisinden elde edilen tiftikten dokunan bir çeşit kumaştır. Tiftik
lifinin eğrilip iplik haline getirilmesi, iplikten sof kumaşın dokunması,
boyanması, kısacası sof yapımı Ankara ve yöresine ait özgün bir el sanatıydı.
Ankara keçisi tiftiğinden üretilen, toplumun seçkin kesimleri tarafından tercih
edilen sof dokumaları Ankara ili ve İç Anadolu bölgesine özgü geleneksel
dokumalardandır.
[3] Kemal, M. (1983). Türkiye'nin kalbi
Ankara. İstanbul: Çağdaş Yayınları.