Bu sitedeki yazılar, Ankara üzerine akademik çalışmalarımdan oluşmaktadır. Yazılar bilimsel şehircilik, koruma ilkeleri ve gözlemlerimin sentezi ile oluşturulmuştur. Hiçbir politik amacı bulunmamaktadır. Tamamen Başkent Ankara'nın daha çağdaş, daha yaşanabilir bir şehir olması hedefine adanmıştır.
26 Mayıs 2011 Perşembe
Çağdaş Ankara İçin Yeşil Senaryo
Ankara’da doğal, kültürel/tarihsel çevre giderek kaybolmakta, yok edilmektedir. Islah planları kentin geleceğini ipotek altına almaktadır. Buna dur demenin zamanı gelmiş ve geçmektedir. Kentlilerin de, sivil toplum örgütlerinin de, yerel ve merkezi yönetimlerin de bu gidişten sorumluluğu bulunmaktadır. Fakat en büyük sorumluluk kentin sahibi olan “Belediyeler” indir.
İtalya ve Fransa’da “Yeşil Politika” izleyen yerel politikacılar, 1980’lerin ortalarında ve giderek sonlarında yerel yönetimlerde büyük başarı sağladılar. Birçok kentte Belediye Başkanlıklarını ve Meclis Üyeliklerini kazandılar .
Daha sonra, “Yeşil Parti”liler milletvekillikleri kazanarak Meclis’ e girdiler.
Bu “Yeşil Politika”; insana, yaşam’a ve çevreye önem veren, çevreyi insandan önce sayan “Biyo-Centric” (yaşam merkezli) politikalardı.
Her zamanki “İnsan merkezli (Antropocentric-Homocentric)” politikalar bilindiği gibi, çevre sorunlarına, türlerin yok edilmesine neden olmuş ve olmaktadır.
Ankara’nın Başkent oluşunun 90. yılına yönelik (2010) bir “YEŞİL SENARYO”; “YEŞİL/EKOLOJİK POLİTİKA” ve “ÇEVRE DUYARLI BİR PLANLAMA ÇERÇEVESİ” önermek istiyorum.
1. Tarihsel / kültürel değerlerin envanteri tam olarak çıkarılmalı ve “Koruma Ana Planı” yapılmalıdır. Bu Plan var olan koruma planlarını yeniden gözden geçirilerek yapılabilir. Bu planlara kesinlikle uyulmalıdır.
2. Doğal değerler, su havzaları, akarsular, vadiler, değerli topraklar, flora ve faunayı içeren bir envanter yapılmalıdır. Bu değerlerin tek tek her birini, ve bütünleşik olarak tümünü koruyup geliştirmeyi içeren bir “Doğal Çevre Koruma Ana Planı” hazırlanmalıdır. Kentsel ekolojik çevreyi dikkate alan ve yaya yolları, bölgeleri, yeşil akslar, kamalar, spor alanları ve bisiklet, yürüyüş yollarını içeren bir sistemler bütünü oluşturulmalı, yeşil alan oranlarının arttırılması için tescil dışı ve tescilli tüm hazine toprakları, belediye mülkleri koruma altına alınmalıdır.
3. Doğal ve tarihsel/kültürel değerlerin korunduğu bir Metropoliten Alan Master Planı (tercihan 1/25000 değilse 1/50 000) hazırlanmalıdır. Buna bağlı doğal, tarihsel/kültürel değerlerin özel projelerle ele alınmasına, onarım ve sağlıklaştırılmasına yönelik alt ölçeklerde (1/5000, 1/1000, 1/500...1/1) planlama ve projelendirme çalışmaları yapılmalıdır.
4. Kentte yık-yap-sat süreci ve ıslah planlama süreci denetim altına alınmalı, yapıların ekonomik ve teknik ömürleri dolmadan yıkımı önlenmelidir. Altyapının, yolların, kaldırımların her seçim dönemi yeniden ele alınmasının önüne geçilmelidir. Sürdürülebilir kentsel gelişme ancak böyle sağlanabilir.
5. Kentlinin, kentte yaşayanların, “Ankara”lının doğal ve tarihsel çevre korunmasına yönelik olarak bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi, sivil toplum örgütlerinin geliştirilerek koruma/geliştirme konularında çalışmalar yapmalarının sağlanması da geleceğe yönelik önemli bir konudur. Her kentliye bu konuda önemli görevler düştüğü de unutulmamalıdır.
V.1. ÇEVRE DUYARLI PLANLI ANKARA :
Ankara’da yapılacak tüm planlamalar, oluşturulacak “Yeşil Politika” doğrultusunda ele alınmalıdır.
Metropoliten Ankara Nazım Planı (1/25 000) bu güne kadar yapılan çalışmalar “Çevre Duyarlı” olarak yeniden ele alınmalıdır.
İlçe belediyeleri için hazırlanmış tüm Nazım Planlar (1/5000) bütünleştirilerek, planlı ve plansız alanlar belirlenmelidir.
Tüm Nazım Planlar; doğal, kültürel ve tarihsel çevre değerleri (Ulus, Kale, kentsel ve arkeolojik sit alanları, tescilli yapı ve alanlar, Saraçoğlu Mah., Bakanlıklar, Elçilikler, Vadiler, Gölbaşı, Eymir, İmrahor, Dikmen vd.) dikkate alınarak yeniden irdelenmelidir. “Kentsel dönüşüm” ve “Sürdürülebilir Koruma” ilkeleri birlikte düşünülmelidir. Kentsel dönüşüm yapılırken “Ekolojik Planlama“ yaklaşımları ile “Kentsel Ekoloji” dikkate alınmalıdır.
Rüzgar koridorları, yer altı ve yerüstü su kaynakları ve su havzaları (Ankara Çayı Vadisi, Çubuk Çayı vadisi, Dikmen vadisi, Gölbaşı, Eymir, İmrahor, Dikmen vb), hava, su ve toprak kirlilikleri dikkate alınmalıdır.
Sürdürülebilir Planlama İlkeleri doğrultusunda tüm ilçe belediyeleri sınırları içi yeniden, gerekirse tümüyle planlanmalıdır.
Tüm Uygulama İmar Planları (1/1000), yukarıdaki yöntemle hazırlanan Nazım planlar (bunlara ECO-PLAN da denilebilir) doğrultusunda yeniden gözden geçirilmeli, makro-planlara uyum sağlamayanlar yeniden hazırlanmalıdır.
Hazırlanacak Nazım Planlar, “Yapısal (Structural)” nitelikte “Stratejik” planlar olmalı, uygulamaya yönelik “Özel Proje Alanları”, “Kamu Proje Alanları” ile “Etaplama” ve “Uygulama Modelleri” ni içermelidir.
EKO-PLANLARIN BÜTÜNLEYİCİSİ OLARAK HAZIRLANACAK “ANA-PLANLAR” ;
“ÇEVRESEL ANA PLAN“ : Flora ve fauna (canlı sistem) ile, su, toprak ve havadan oluşan (doğal sistem) çevrenin insan yapısı ögeler (kent dokusu) ile ilişkilerinin sağlıklı kurulmasını sağlayacak bir plandır (1/25 000 ve/veya 1/10 000 ölçeklerde olabilir).
“ULAŞIM ANA PLANI” : Yaya, bisiklet, atlı spor, koşu/yürüyüş vb. doğal aktivitelere ağırlık verecek şekilde tüm ulaşım sisteminin yeniden ele alınacağı bir plandır. Toplu taşın sistemleri (raylı-tramvay-metro-troleybüs, otobüs/dolmuş hariç) ile, özellikle kent merkezlerinin (Kızılay + Alt Merkezler / Etlik - Keçiören- Tunalı- Bahçeli – Esat vd.) ağırlıklı olarak yaya bölgesi olarak planlanmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
“YEŞİL SİSTEMİ ANA PLANI” : Çevresel ana planla bağlantılı olarak kentsel ölçekten başlayarak (Vadiler, Kent Parkları vd.) semt ve mahalle ölçeklerine kadar giden (yeşil kama, yaya aksları, semt/mahalle park, spor alanları ve yaya yolları) yeşil sistemi oluşturmaya çalışan, kentin doğal verilerini değerlendirerek (Kavaklıdere, Dikmen, Etlik, Keçiören vd Bağları vd.) restore etmeyi amaçlayan bir plandır (1/5000 – gerekirse 1/1000).
“KÜLTÜREL DEĞERLER ANA PLANI” : Eski Ankara ve Cumhuriyet ile özdeşleşmiş, Atatürk Devrimlerinin mekansal karşılıklarının yer aldığı simgelerin geliştirilip değerlendirileceği bir plandır. Tarihsel / kültürel alanlar ile tescilli/tescilsiz korunması gerekli kültür varlıklarını dikkate alarak hazırlanacak bir plandır. Bu planda; öncelikler, korumaya yönelik ilke ve kararlar, etaplama, yapı/yapı gruplarının birbirleri ile olan ilişkileri yer alacak, Yeşil Sistemi Ana Planı” ve “Ulaşım Ana Planı” ile entegre edilecektir.
“YERLEŞMELER ANA PLANI” : İmarlı, imarsız, planlı ve plan dışı tüm yerleşimleri ele alarak sağlıklı, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir “Yaşam Çevresi / Habitat” oluşturmayı hedefleyen bir plandır. (1/5000-1/1000-1/500.....1/1 Ölçeklerde ele alınmalıdır). Isıtma, soğutma, iletişim, su, atıksu/içmesuyu, kanalizasyon, elektrik vb. teknik altyapı sistemlerinin geliştirilmesi ile yapının iç konfor (tuvalet, mutfak, banyo, sağlıklı m2’ler) durumunu geliştirmeyi hedefleyen planlama çalışmalarıdır. Güneş enerjisi kullanımı ile, aydınlatma, ısıtma, enerji sakınımı (tasarrufu), yalıtım, depreme dayanıklılık gibi pek çok konunun bir arada ve kapsamlı olarak ele alınmasını gerektirir.
“ALTYAPI ANA PLANI” : Teknik donatı alanları dahil, altyapının çevresel ilkeler doğrultusunda yeniden ele alınmasını gerektiren bir plandır.
Önerim, 2020 yılına kadar yukarıda ana hatları çizilen “Yeşil Politika” ve “Çevre Politikası” nı öne çıkaracak bir strateji ve yönetim modeli getirmesi, çağdaş ve sürdürülebilir bir Ankara oluşturulmasıdır.
18 Mart 2011 Cuma
DEMİRYOLU VE BAŞKENT ANKARA
Cumhuriyet öncesinde, DEMİRYOLU' nun Ankara' ya (Angora) uzatılması ile kentte oluşan fiziki ve ekonomik gelişmeler, çağdaş Ankara' ya doğru atılmış ilk adımlar ve Ankara' nın Başkent seçilme nedenleri arasında demiryolunun önemi bu yazıda özetlenmektedir.
ANADOLU DEMİRYOLU ANGORA' DA
XIX. yüzyıl sonlarında, Ankara günden güne fakirleşmiş, ekonomisi çökmüştür. Bu çöküntünün
nedenleri arasında, sof (Tiftik/Angora) üretiminin durması ile yerli endüstrinin önemini yitirmesi, 1873-1875 yılları arasında sadece Ankara çevresinde 18.000 kişinin ölmesine yol açan kıtlık felaketi ile 1881 ve 1916 tarihli büyük yangınlar bulunmaktadır.(EYİCE, 1973)
Ankara, seyyahlara göre de artık eski güzel ve etkileyici görünümünü kaybetmiştir. Ekonomik çöküş bu şekilde fiziki mekana yansımıştır.
Yüzyıl sonlarında, Ankara' nın ekonomisinin parlamasına yetmese bile, geleceği için çok önemli kararlar alınmasına neden olan bazı imar girişimleri olmuştur.
25 Nisan 1890 tarihinde şehre 20 km. mesafeden Elmadağ Suyu' nun bağlanması, yerel yönetimin örgütleşmesi, Posta İdaresi' nin kurulması ve Tulumba Örgütü' nün oluşturulması bu girişimlerin başında gelir. (GALANTİ, 1950)
Bunların içerisinde belki de en önemlisi, İstanbul-Bağdat Demiryolu' nun bir etabı olan İzmit-Ankara Demiryolu' nun Aralık 1892' de Ankara' ya ulaşmasıdır.
Osmanlı İmparatorluğu' nun demiryolu ulaşım olmayan bölgelerinde ulaşım yük taşımacılığı deve kervanlarıyla yapılmaktaydı. 1880'li yıllarda, Ankara Bölgesi buğdayının develerle İstanbul' a ulaşması 361 km. lik bir kervan yoluyla gerçekleşmekteydi. Bu taşıma yöntemiyle gideceği yere vardığında fiyatlar üç katına çıkmaktaydı. (ORTAYLI, 1981)
İstanbul' u Basra Körfezi' ne bağlayacak olan Büyük Demiryolu Projesi' nin (Anadolu Demiryolları) ilk temeli 4 Haziran 1871 tarihinde bir fermanla atılmış ve 95 km. lik İstanbul-izmit kesimi 1873 işletmeye açılmıştı.
Şekil .. Anadolu Demiryolu Ağı
25 Eylül 1888 tarihinde, Deutche Bank ile Osmanlı Devleti arasında Haydarpaşa-İzmit Hattı' nın işletilmesi ve bu hattın Ankara' ya kadar uzatılmasını öngören bir anlaşma imzalanmıştır. Buna göre, 486 km. lik yeni hattın yapım ve işletme imtiyazı 99 yıl süre ile "Societe du Chemin de fer Ottoman d'Anatolie" adlı şirkete verilmiştir. (YAVUZ, 1981)
1889 yılında başlayan yapım çalışmalarıyla, 1892 yılı Aralık ayında demiryolu Ankara' ya ulaşmıştır.
Bu demiryolu bağlantısı ile, Orta Anadolu' nun buğday üretiminin gelişeceği ve İstanbul' un ihtiyacı için artık dışa bağımlı kalınmayacağı düşünülüyordu. Demiryolu, İstanbul ile Anadolu arasında güçlü bir ekonomik bağın kurulmasını sağlayacaktı.
Nitekim ilk gözlenen sonuçlar, tarıma açılan arazi miktarının genişlemesi, tarımsal üretim, fiyat ve ihracatın artması, ekonomik koşulların gelişmesiyle iç bölgelerdeki nüfus dağılımlarında değişimlerin oluşmasıdır.
Demiryolunun Ankara' da son bulması, Ankara' nı önemli bir merkez olmaktan çok bir toplama istasyonu olarak kalmasına neden olmuştur. Demiryolu, yeni iş dallarının kurulmasından, sanayinin doğuş ve gelişiminden çok ihraç edilen tek tip hammadde miktarında bir artış yaratmıştır. (ORTAYLI, 1981)
Bu durumda uygulanan demiryolu teknolojisinin de payı vardır. Anadolu Demiryollarında eskimeye başlayan bir teknoloji ve sistemin uygulanması nedeniyle taşıma kapasitesi de sınırlı kalmıştır.
Demiryolu rekabeti karşısında kervanlar taşıma ücretlerini yarı yarıya indirmişler, demiryolunun da bu rekabete katılması ile daha sonra kervanlar uzun mesafe taşımacılığından vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Kervanlar, üretim bölgesinden istasyona ya da alternatif (Yozgat-Samsun, Kayseri-Adana) güzergahlara yönelmişlerdir.
Başlangıçta, Ankara ve çevresinden demiryolu ile nakledilen tahıl miktarı 34.000 ton iken, on yıl sonra bu miktar 187.000 tona ulaşmıştır. Demiryolu sayesinde, Ankara ve çevresinde tüketim maddeleri (petrol, şeker, manifaktür) kullanımında da bir artış gözlenmektedir. Bu ticaret ise, öncellikle bazı toprak sahipleri ile eskiden beri ticareti ellerinde tutan komisyoncu tüccarların servetini arttırmıştır.
Demiryoluna rağmen, Ankara' da XX. Yüzyılın başında endüstri olarak nitelendirilecek tek şey, buharlı bir değirmenle çalışan ve günde 20 ton kadar un üreten bir fabrika ile, 8 yağhane ve 9 adet kiremithanedir. Sof üretimi ise tamamen yok olmuştur.
DEMİRYOLU' NUN TAŞHAN (ULUS) MERKEZ GELİŞİMİNE ETKİLERİ
VE BAŞKENT ANKARA
Demiryolu, bölgesel olarak tarımsal üretim ve gelirin artmasına, buna bağlı olarak vergi gelirinin artışı ve tüketim mallarının kullanımının artışına yol açmıştır.
Ankara' nın XV. Yüzyıldan bu yana geleneksel şehir merkezi olan Suluhan ve Çevrsi Tahtakale Çarşısı, yeni açılan İstasyon Caddesi üzerinde yer alan İttihat Terakki Binası ve Taşhan Meydanına (Günümüzde Ulus Meydanı) doğru gelişmiştir.
Demiryolunun Ankara' ya ulaşmasından sonra, şehirdeki dükkan ve mağaza sayısındaki artış dikkat çekicidir. İlk olarak 1893' de Bank-ı Osmani (Osmanlı Bankası) bir şube açmıştır.
1895-1902 yılları arasında, yedi yıl gibi kısa sayılacak bir sürede, şehir 200' den fazla dükkan ve bir büyük han [Taşhan] (Hotel d'Angora)' nın açılmış olması, bu kesimin hızlı bir gelişme içinde bulunduğunu göstermektedir. (AKTÜRE, 1978)
Suluhan ve Tahtakale Çarşısı ile Taşhan Meydanı Çevresindeki gelişmeler, 1881 yangınıyla tahrip olan Mahmut Paşa Bedesteni (Günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesi) ve hanların bir kısım yükümü de almış olmalıdır. (TUNÇER, 1986)
Şekil ..: Ulus ve Taşhan
Bu değişim, öncelikle şehrin çevresiyle olan ilişki biçiminin, haberleşme yollarının ve şehrin işlevlerinin değişmesi sonucu olmuştur. Ankara ve çevresi, İstanbul ve bütün dünya ile ilişkisini artık demiryolu ile kurmaktaydı. Haberleşmesi ise, sadece askerin elindeki menzil ve ulaklarla değil, Kurtuluş Savaşında da büyük önem taşımış olan halka açık posta sistemi ile kuruluyordu. Ayrıca, Abidin Paşa gibi birkaç becerikli yöneticinin, Ankara' nın gelişmesi için kurdukları vali konağı, okul, hastane gibi yapılar bu değişimde önemli rol oynamıştır.
Ankara' nın Kurtuluş Savaşı sırasında bir komuta merkezi olarak seçilmesinde, eşrafın Kuvay-ı Milliye' ye olan desteğinin yanısıra; Anadolu içinde savaşın esas alanı olan Batı' ya yeterince yakın ama dış güçlerle doğrudan müdehale edilmesi zor olan bir konumda olması kadar, demiryolu ve diğer altyapının sağladığı üstünlükler etkili olmuştur. (TEKELİ, 1981)
Kurtuluş Savaşı sonrasında ise, bir yandan yıkılan imparatorluğun ve kaldırılan halifeliğin imgelerinden Cumhuriyet İdaresinin kendini kurtarma kaygıları, öte yandan ekonominin dışa bağımlı olmaktan kurtulup bağımsız bir ülke ve ekonomi oluşturma amaçları, modern, çağdaş ve örnek bir yeni başkent kurma amaçları, Ankara' nın kararında önemli bir rol oynamıştır. (TANKUT, 1981)
Sonuç olarak, ANKARA DEMİRYOLU bağlantısı Ulus Merkezinin gelişiminde ve başkentlik kararına giden aşamalarda büyük rol oynamıştır denilebilir.
______________________________
(1) Doç Dr., Şehir Yüksek Plancısı (ODTÜ), Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilim Doktoru (AÜ-SBF); Gazi Üniversitesi, ŞPB Böl. ve Siyasal Bilgiler Fak., Kamu Yönetimi Böl. Öğr. Gör. (Kısmi zamanlı)
KAYNAKLAR
AKTÜRE, S. , 1978, "19. Yüzyıl Sonunda Anadolu Kenti Mekansal Yapı Çözümlemesi", Doktora Tezi, İ.T.Ü. Mim. Fak. , O.D.T.Ü. Yay. , Ank.
EYİCE, S. , 1972, "Ankara' nın Eski Bir Resmi", Türk Tarih Kurumu "Atatürk Konferansları" IV. Cilt' den Ayrıbasım, Ank.
GALANTİ, A. , 1950, "Ankara Tarihi", Tan. Mat. İst.
ORTAYLI, İ. , 1981, "19. Yüzyıl Ankara' sına Demiryolu' nun Gelişi, Hinterlandının ve Hinterlanddaki Üretim Eylemlerinin Değişimi", Tarih İçinde Ankara Seminer Bildirileri, O.D.T.Ü. Yay. , Ank.
TANKUT, G. , 1981, "Jansen Planı Uygulama Sorunları ve Cumhuriyet Demokrasisinin Kent Planına Yaklaşımı", Tarih İçinde Ankara Seminer Bildirileri, O.D.T.Ü. Yay. Ank.
TEKELİ, İ. , 1981, "Ankara' nın Başkentlik Kararının Ülkesel Mekan Organizasyonu ve Toplumsal Yapıya Etkileri Bakımından Genel Bir Değerlendirmesi", Tarih İçinde Ankara Seminer Bildirileri, O.D.T.Ü. Yay. Ank.
TUNÇER, M. , 1986, "Tarihsel Gelişim Sürecinde, Suluhan' ın Ankara Şehir Merkezi İçindeki Konumu, İlişkileri ve Dönüşümünün İncelenmesi", Yayınlanmış Master Tezi, O.D.T.Ü.
YAVUZ, E. , 1981, "19. Yüzyıl Ankara' sında Ekonomik Hayatın Örgütlenmesi ve Kent-İçi Sosyal Yapı" Tarih İçinde Ankara Seminer Bildirileri, O.D.T.Ü. Yay. Ank.
ANKARA' YI NEDEN BAŞKENT YAPTIM
Atatürk'ün Anıları
Sıcak bir günün akşamında yanında bazı ileri gelenler ile Köşkü nün bahçesinde dolaşıyordu. Ben de o sıralar eski Köşk ün tavan dekorlarıyla meşguldüm. Tozlu ve sisli bir akşam Ankara nın üzerine çökmüştü. Yer yer toz hortumları semaya doğru yükseliyor ve manzaraya daha boğucu bir hava ekliyordu. Bize: -Ankara yı hükümet merkezi yapmakla iyi mi ettim diye sordu.
Tabii herkes müspet cevap verdi.
Arkasından: - Neden suali gelince, kimi staratejiden, kimi siyasetten bahsetti. Hatta birimiz kayalık güzeldir gibi bir estetik nazariye de ortaya attı.
Atatürk : - Şimdi dalkavukluğu bırakın diye münakaşayı kapattı. -Ankara nın hükümet merkezi olmak için saydığınız meziyetleri beni ikna etmeye yetmez.
Ben Ankara yı hükümet merkezi yapmakla büsbütün başka bir hedef güttüm.
Türk ün imkansızı imkan haline getiren kudretini dünyaya bir kere daha tekrar etmek istedim. Bir gün gelecek şu çorak tarlalar, yeşil ağaçların çevirdiği villaların arasından uzanan yeşil sahalar asfaltlarla bezenecek.
Hem bunu hepimiz göreceğiz.
O kadar yakında olacak .
Kaynak: Anekdotlarla Atatürk, Em.Tümg. Muzaffer Erendil
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
MEDUSA 'NIN 35. YILI : PATARA / GELEMİŞ TOPLANTISI (29-30-Temmuz 2024)
Değerli çevreci Pamir Yılmaz ın Medusa Tesislerinin Patara’daki 35. Yılı çerçevesinde düzenlenen ve "Patara ÖÇKB ve Gelemiş KAİP" ...
-
Ankara’da Vakıf Mülkiyetindeki Bedesten ve Hanların Gelişimi ve Şehir Ekonomisinin Dönüşüm Süreci (15-20.YY) Bu Bildiri 5 Mayıs 2014 t...
-
H. Cengiz TÜRKSOY Şehir Yüksek Plancısı (ODTÜ) GİRİŞ: Başkent oluşundan bu yana Ankara'da yaşanan gelişme ve değişme süreci, Türkiye Cum...
-
VANDALİZMDEN ZOR KURTULAN ROMA TİYATROSU “ARKEOPARK” OLACAK (Ağustos 2020) (1. Bölüm) Prof. Dr. Mehmet Tunçer Çankaya Üniversite...